Yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde, her uyuşmazlığın, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenmesi gerekeceği başka bir anlatımla her davanın, açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacağı- Taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan asliye ticaret mahkemesi olup, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen denizcilik ihtisas mahkemesinde davaya bakılmasının olanaklı olmadığı-
Aynı senede dayalı olduğu davacı vekilinin beyanı ile anlaşılan alacaktan dolayı infaz sırasında faiz isteme hakkı saklı tutulmadığı gibi, bu konuda bir iddiada da bulunulmadığına göre BK'nın 113. maddesi uyarınca davacının faiz ve fer'ilerini isteme hakkının düştüğünün kabulü gerekeceği-
11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile değişik 2942 sayılı Yasa’nın Geçici 6.maddesinin 7. fıkrasına göre; bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenmesi gerekeceği-
Feragat; alacağın haricen tahsiline karine olsa da, alacaklının feragatinin, tahsile dayalı olmayıp yasal zorunluluktan kaynaklanması halinde, icra müdürlüğünce harç alınmaması gerektiği-
İcra müdürlüğünün daha önce yaptığı işlemlerden kendiliğinden dönmesinin, almış olduğu bir kararın uygulanmasından ve yerine getirilmesinden kendiliğinden vazgeçmesinin mümkün olmadığı, icra müdürlüğü tarafından hacizlerin kaldırılmasına karar verildikten sonra icra müdürlüğünün bu kararın yerine getirilmesinden vazgeçmesinin mümkün olmadığı-
12. HD. 20.12.2022 T. E: 5606, K: 13568
Ödeme emrinin tebliğinden sonra, ancak hacizden önce vazgeçme beyanında bulunulması halinde ise, alacaklıdan -492 s. Harçlar Kanunu mad. 23 uyarınca- takip safhasına göre, alınması gereken tahsil harcı oranının yarısı oranında (% 2,27 oranı üzerinden) tahsil harcı alınması gerektiği-
Avukatın yapılan haricen ödemeleri dikkate almadan, alacağın tümü için haciz talimatı almasının disiplin suçu teşkil edeceği-
Sulh nedeniyle taraflar arasındaki vekalet ilişkisine dayalı avukatlık ücret alacağına ilişkin davada tarafların sulh olmaları halinde avukatın vekalet ücretinin, sulh olunan miktar belli değilse; gerçek sulh olunan miktar araştırılarak bulunacak miktar, sulh olunan miktar tespit edilemezse vekil ile vekil eden arasında varsa yazılı sözleşme , sözleşme yok ise Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesi gereğince harcı ödenen dava değeri üzerinden hesaplanması gerektiği- Davanın sulh ile sonuçlanması halinde her iki taraf avukatlık ücretinin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olacağı ve bu durumda avukatın hem akdi hem karşı yan vekalet ücretinin tamamına hak kazanacağı- Sulh olunan miktarı ispat etme külfetinin davacı avukatta olduğu- Avukatın da imzasının bulunduğu bir sulh sözleşmesi bulunmaması nedeniyle eldeki gerçek sulh miktarının tespit edildiğinden bahsedilemeyeceği bu nedenle avukat ile vekil edeni arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi bulunmadığına göre vekalet ücretlerinin Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesine göre belirlenmesi gerektiği ödenecek olan akdi vekalet ücretinin, iş mahkemesinde açılan dava için harçlandırılmış olan dava değerinin %10’u ile %20’si, icra dosyası için ise takibe konu edilen asıl alacağın %10’u ile %20’si arasındaki bir oran üzerinden mahkemece takdir edilerek, tespit edilerek tahsil edilmesi gerektiği - Hasma yüklenen vekalet ücretinin hesaplanmasında, iş mahkemesi dosyasında harçlandırılmış olan dava değerinin ve icra takibine konu edilen asıl alacağın esas alınması gerektiği-
Davalı borçlu, “borcun ödenmesi nedeniyle bono aslının icra müdürlüğü tarafından kendisine iade edildiğini, senedi aldıktan sonra imha ettiğini” savunmuştur. Senedin borçlu elinde olması aksi kanıtlanmadıkça borcun ödendiğine karine teşkil eder. Bu durumda senedin borçlu elinde olmasının ödemeye karine teşkil edip etmeyeceği tartışılmadan yazılı gerekçe ile “davanın kabulüne” karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.