Borçlunun mernis adresine tebligat çıkartıldığı, tebligatın “Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak tanınmadığı komşu ... tarafından sözlü olarak beyan edilmiş imzadan imtina edilmiştir. Muhatabın yeni adresi belirlenmemiş olup tebligat iade edilmiştir. ” şerhi ile iade edildiği, bu hali ile tebligat şeklen usulüne uygun ise de borçlunun dava dilekçesinde; adresin mernis adresi ve ikamet adresi olduğunu, tebligat tarihinde orada ikamet ettiğini, komşu olduğu şerh edilen ...'dan alınan bilgiye dayanılarak adresten sürekli ayrıldığı ve tanınmadığı gerekçesiyle tebligatın iade edildiğini, oysa o isimde bir komşusunun bulunmadığını, tebligatın iade edilmemesi gerektiğini, dolayısıyla iade edilen bu tebligata dayanılarak TK'nın 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılamayacağı- Bu halde kolluk araştırması yaptırılarak tebliğ tarihinde bahsi geçen yerde böyle bir komşunun bulunup bulunmadığı hususu tespit edilerek karar verilmesi gerektiği-
Tapu kayıt maliki ile miras bırakanının aynı kişi olduğunun tespiti isteğine göre, bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılması ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek veya aynı kişi olduğunun tespitine karar verilecek kişinin aynı kişi olduğunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması gerekeceği-
adli yardımın, asıl talep veya işin karara bağlanacağı mahkemeden; icra ve iflas takiplerinde ise takibin yapılacağı yerdeki icra mahkemesinden isteneceği, kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebinin ise bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay’a yapılacağı; adli yardım talebi hakkında duruşma yapmaksızın karar verebileceği, talep hâlinde incelemenin duruşmalı olarak yapılacağı; adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlara karşı, tebliğinden itibaren bir hafta içinde kararı veren mahkemeye dilekçe vermek suretiyle itiraz edilebileceği; adli yardım hususunda kanunda belirtilen itiraz yasa yoluna gidilmeksizin, davacının gider avansından sorumlu tutularak yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiği -
Davacı tanıkları davacı iddiası doğrultusunda bir beyanda bulunmadıkları gibi günlük çalışma sistemi ve saatleri ile ilgili de bilgilerinin olmadığı görüldüğünden talebin reddine karar verilmesinin gerektiği-
Borçlu şirketin en son tescil adresinde yapılan haciz işlemine, zabıta araştırması ve beyanname içeriklerine göre şikayet tarihinden geriye doğru 1 yıldan daha fazla bir süre önce ticareti terk ettiğinin anlaşılması karşısında İİK. mad. 347 uyarınca müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği-
Tebligatı alan kardeşiyle birlikte aynı çatı altında yaşamadıklarını ileri süren borçlunun bu iddiasının araştırılması gerektiği- Tebligat parçasında yazılı olan hususun aksinin her türlü delille ispatlanabileceği-
Duruşmada davalılar vekilinin söz konusu davalıların dava konusu taşınmazda hak sahibi olabileceği ve araştırılması gerektiğini beyan ettiği, bu durumda taşınmazla ilgili mülkiyet ihtilafı bulunup bu tür davanın tapuda kayıt düzeltilmesi istemiyle sulh hukuk mahkemesinde görülemeyeceği, hal böyle olunca davanın görev nedeniyle reddi gerekeceği-
Çalışmadığı anlaşılan davalı yararına dava tarihinden itibaren ve ayrılık süresince uygun miktarda tedbir nafakası takdir edilmesi gerektiği-
Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı adresinde yapılan zabıta araştırmasından borçlu şirketin ticareti terk ettiği ve vergi dairesine verilen beyannamelerin de boş olarak tanzim edildikleri anlaşıldığından, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile yerinde keşif yapılarak, dava konusu ev eşyalarının model ve kullanım süreleri dikkate alınarak sunulan fatura ve satış sözleşmeleri kapsamında kalıp kalmadıklarının incelenerek, alınacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.