Davalı borçlunun itiraz dilekçesinde, açıkça ve ayrıca takip talebi ekinde sunulan "Kira Sözleşmesi" başlıklı belgedeki imzaya açıkça itiraz etmediği gibi taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunduğunun inkar edilmediğinin, alacaklı görünen şahsa herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek takibe ve borca itiraz ettiğinin görüldüğü, borçlunun kira ilişkisine ve kira miktarına açıkça karşı çıkmaması karşısında İİK'nun 269/2. maddesi gereğince kira ilişkisinin ve aylık kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekeceği, davalı borçlu kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini İİK’nun 269/c maddesinde belirtilen belgelerle kanıtlamak durumunda olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince; sözleşmede ve ek protokolde belirlenen sabit kira bedeli taraflar arasında kararlaştırılan şekilde hesaplanarak alacak miktarı buna göre belirlendikten sonra varsa borçlu tarafından takibe konu edilen kira bedellerine ilişkin yapılan ödemelerin mahsubu ile davacının kira alacağı ve işlemiş faiz talepleri yönünden, işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Yasal otuz günlük ödeme süresi dolmadan açılan davada tahliye kararı verilemeyeceği-
Kiracılık sıfatının tespiti istemi-
Taraflar arasında 01.01.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi olduğu, davacı alacaklının keşide ettiği ihtarname ile Ekim-K. dönemi için kira bedelinin ödenmesini istediği ve bu ihtarnamenin 22.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği, dava ihtarda tanınan 30 günlük sürenin geçmesinden sonra 24.12.2013 tarihinde açıldığına göre davanın süresinde açıldığının kabulü ile kiralananın davanın açılmasından sonra boşaltıldığından konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinden, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesi ve davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Alacaklı-kiralayan takip talebinde tahliye isteğinde bulunmamışsa, kiracı-borçlu, gönderilen ödeme emrine süresi içinde itiraz etmese de, alacaklı-kiralayanın icra mahkemesinden tahliyeye karar verilmesini isteyemeyeceği-
Paylı mülkiyete tabi taşınmazın pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadan kiraya verildiği, diğer paydaşların da bu kiralamaya açtıkları el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davası ile karşı çıktıkları, davalı şirketin taşınmazı kullanımının geçerli ve haklı bir nedene dayanmadığı, açılan el atmanı önlenmesi davasının kabulüne karar verileceği-
Fesih durumunda davalının tazminat ile sorumlu tutulabilmesi için öncelikle feshin davacı idare yönünden haklı nedene dayanıyor olması gerekir. Kira akdinin sona erme sebeplerinden biri de kiracının temerrüdü olup kira parasının ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 315.maddesinde (818 sayılı BK.nun 260.maddesi) düzenlendiği ve buna göre, istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerektiği- Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gün olduğu, akdin feshi için tek başına bu koşulların bulunması yetmeyeceği ve ayrıca bu konuda tahliye talebinin ilama bağlanması gerektiği- Temerrüt nedeniyle tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemeyeceği ve bu itibarla feshe dayalı olarak davalıdan tazminat istenemeyeceği- Davaya konu kiralananın çatılı işyeri olması sebebiyle mahkemece tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Geçerli bir rödevans sözleşmesinin varlığı durumunda, ruhsat sahibi ile rödovansçı arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu m. 2/6'da düzenlenen asıl - alt işveren ilişkisi tanımına uygun olmadığı; tarih ayrımı yapılmaksızın ruhsat sahibinin rödovansçı işçilerinin işçilik alacaklarından sorumlu olmayacağı-
Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinde dayandığı, Yargıtay tarafından onanan ............ İcra Müdürlüğü'nün ............. E. Sayılı takip dosyasında alacaklılarca talep edilen kira bedelinin, Haziran-Temmuz 2017 kira dönemine ilişkin olup, işbu takip dosyası ile istenen dönemlerden sonrasına ait olduğu ve emsal alınamayacağı anlaşıldığından, kiracının kabul ettiği aylık kira bedeli üzerinden hesap yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
'Kira ilişkisinin karşılıklı anlaşma ile feshedildiği (taşınmazın tahliye edildiği)'ne ilişkin itirazın borçlu-kiracı tarafından İİK'nun 269c maddesinde yazılı belge ile kanıtlanmadığı sürece, kiracının kira borcundan sorumluluğunun devam edeceği
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.