Kooperatifler Kanunu ve kooperatif anasözleşmesi düzenlemesine göre istifanın ortaklıktan çıkma anlamına geldiği bu durumda kişinin ortaklık payı dahil tüm haklarını kooperatife iade etmesi gerektiği-
Borçlunun halen kayden maliki olduğu ve köy tüzel kişiliğinden satın aldığı (Köy Kan. ek mad. 13'e göre) arsa üzerine, köy tüzel kişiliğince 5 yıl süreyle ev yapmayanlara karşı tapularının iptalini sağlayan yargı kararının alınmadığı anlaşılmış olup, takyidat süresinin sona erdiği 10 yıllık süreden sonra konulan haczin yasaya uygun olduğu kabul edilerek şikayetin reddine karar verilmesinin gerektiği- 
Taraflar 07.09.1991 tarihinde evlenmiş olup evlenme tarihinden önce satın alınan taşınmazın davalı-karşı davacının kişisel malı olduğu, evlilik tarihinden sonra da, davacı-karşı davalının kişisel ya da edinilmiş malı ile katkıda bulunduğu da ileri sürülüp kanıtlanamamış olduğundan, uyuşmazlığın mal rejiminin tasfiyesi hükümlerine göre çözümünün mümkün olmadığı-
Akit sırasında olmayıp, sonradan zuhur eden olayların aktin geçerliliğine etkisi olamayacağı- Davacının, temliki işlemin yan edimlerinde eksiklik olduğunu iddia ettiği, ancak davacının serbest iradesiyle yapmış olduğu temlikten sonra gerçekleşen, iradeyi bozan olayların aktin sıhhatini etkilemeyeceği gözetilerek, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Taşınmazın temlikinde kullanılan vekaletnamenin geçerliyse de, temlikin doğru ve sağlıklı olduğu ve vekil edeni bağlayacağının kabul edilebilmesi için vekaletnamenin geçerli olması yanında, taşınmazın gerçek ya da gerçeğe yakın bir bedelle temlik edilmesi ve vekil edenin zararlandırılmamasının arandığı, çok düşük, sembolik bedelle yapılan temliklerde malikin zararlandırıldığının kabul edilmesi gerektiği-
Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu tescil talebi için taşınmazdaki binada kat irtifakı kurulacakmış gibi her bir bağımsız bölüme düşen arsa paylarının bilirkişiye hesaplattırılması, bundan sonra davacıya sözleşme ile vaat edilen bağımsız bölüm için saptanacak arsa payı yönünden de davacı adına tescile karar verilmesi gerektiği-
Mevcut belge ve deliller ile ağırlıklı olarak bilirkişi ve tanık sözleri uyarınca dava konusu taşınmazın murislerine ait iken onların ölümü ile mirasçılar arasında yapılan rızai taksim sonucunda davacıya isabet ederek zilyetliğin davacıya devir ve teslim edildiğinin anlaşılmasına ve davanın Kadastro Mahkemesinde görülüyor olmasına göre davacının kendi adına tescil talep edebileceğine; sonuçta 3402 sayılı Kadastro Kanununun uygulanması yönünden ön sorun bulunmadığı-
Tarafların sözleşmede kullandıkları sözlere ve deyimlere bakılmaksızın, onların gerçekte amaçladıkları hukuki sonuçlara göre olayı değerlendirmek ve yorumlamak gerekeceği, böylece bir sözleşmeye farklı anlamlar yüklendiğinde, yorum yoluyla tarafların gerçek iradelerinin tespit edilmesinin gerekeceği, öteden beri uygulamada; satış vaadi sözleşmelerinin yorumunda Borçlar Kanunu’nun 18. maddesinin gözetilerek, sözleşmelerin ifasına olanak verecek şekilde yoruma gidilmesi gerektiğinin kabul edildiği-
Paylı mülkiyetin söz konusu olduğu hâllerde, tapu iptali ve tescil davasının tüm paydaşlara yöneltilmesinin kararın infazı açısından önem taşıdığı, o halde, mahkemece bu dosyada taraf olmayan, ölü olduğu anlaşılan diğer tapu malikinin mirasçıları hakkında Orman Yönetimi tarafından ek dava açılması sağlanarak iş bu dosya ile birleştirilmek suretiyle bu kişiler yönünden taraf teşkili sağlandıktan sonra delillerin toplanması, sonra işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Birleştirilmiş olsa da her dava müstakil niteliğini korumaya devam edeceğinden HMK'nun 297.maddesine aykırı olacak şekilde birleştirilen dosyalar hakkında herhangi bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı düştüğünden kararın bozulması gerektiği- 2005/.... Esas ve 2006/... Esas sayılı dosyaların tefrikine karar verilmiş olmasına rağmen yeni esas alıp almadıkları dosya içerisinden anlaşılamamakta olup mahkemece, bu dosyaların akıbetinin araştırılarak, ayrı bir esas almamışlarsa karar verilmesi, ayrı bir esas almışlarsa denetime elverişli olacak şekilde bu dosyalar hakkında karar verilip verilmediği, karar verilmişse ilgili mahkeme kararları getirtilerek değerlendirme yapılması gerekirken bu hususun da gözden kaçırılmış olmasının doğru görülmediği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.