Kural olarak tarafların sözleşme süresi ile bağlı olup kira sözleşmesinin süresinden önce ve haklı bir gerekçe olmaksızın feshi durumunda feshe neden olan taraf açısından tazminat sorumluluğunun söz konusu olacağı; sözleşmenin kiraya veren tarafından haksız feshedildiği; bu durumda kiraya veren borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle kiracının uğradığı zararı karşılamakla yükümlü olup davacının taleplerinin bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği; ancak borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle talep edilecek zararın kapsamı belirlenirken TBK.’nun 52/1.maddesi hükmünün de göz önünde bulundurulması gerekeceği; bu kapsamda zarar gören tarafın zararın artmaması bakımından gerekli tedbiri almasının gerekeceği; sonuç itibariyle kiracının fesih tarihinden itibaren aynı gelir seviyesine sahip benzer nitelikteki başka bir işyerini kiralayabileceği olağan sürenin tespit edilerek bu süreye ilişkin olarak davacının kayıplarının değerlendirilmesi gerektiği-
Takip tarihinde henüz muaccel olmayan kira parasından dolayı kiracının temerrüde düşmeyeceği-
Salgın (pandemi) hastalık sebebiyle, kira sözleşme koşullarının (kira bedelinin) uyarlanmasına ilişkin açılan davada, şartların gerçekleşmesi durumunda "ihtiyati tedbir kararı" verilmesinin uygun olduğu- Kira bedelinin uyarlanması davasında, "davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği" gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı (Ankara BAM 15. HD ile Bursa BAM 4. HD.'nin kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin Yargıtay 3. HD. içtihadı)-
Davacı kesinleşen kira tespit kararına dayanarak davalı hakkında başlattığı icra takibiyle 2010 yılı kira farkını istemiş, tahliye istemli ödeme emri davalıya tebliğ edilmiş, davalı 30 günlük yasal ödeme süresi içerisinde takibe konu fark kira bedelini ödememiş olduğundan, kira tesbit kararının kesinleşmesi ile de 2010 yılı kirası belirlendiğine göre, davalının artık bundan sonra kira sözleşmesi gereğince üzerine düşen edimi yerine getirmesi ve 30 günlük yasal sürede kira borcunu ödemesi gerektiği, davalı yasal sürede kira bedelini ödediğini kanıtlayamadığına göre temerrüde düşmüş olduğundan tahliyesine karar verilmesi gerekeceği-
Senet üzerinde asıl borç ilişkisine atıf yapan veya ödemeyi şarta bağlayan kayıtlar olması durumunda mücerretlik vasfı ortadan kalkacağından böyle bir senede dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağı-
Davacı, davalı şirketi muhatap göstererek 09.07.2012 tarihinde fesih ihtarnamesi göndermiş ve ihtarnamede muaccel kira borcunu ödemeyen kiracıya borcunu ödemesi için Kanun’da öngörülen otuz günlük mehil vermiştir; temerrüt ihtarnamesi 11.07.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı şirket otuz günlük yasal süreyi geçirdikten sonra  ödemede bulunmuş ve temerrüt olgusu gerçekleşmiş olduğundan mahkemece, davalı şirket hakkında temerrüt nedeniyle tahliye kararı verilmesi gerektiği- Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, "davalının kira sözleşmesini kiracı ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, sözleşmeyi şirket temsilcisi olarak imzalamadığı, bu nedenle kiracının davalı Y.E.Ö. olduğu, temerrüt ihtarnamesinde muhatap olarak sadece davalı şirketin gösterildiği, davalı kiracı Y.E.Ö.’ın gösterilmediği, geçersiz ihtarnameye dayanılarak temerrüt nedeniyle tahliye isteminde bulunulamayacağı, direnme kararının değişik gerekçe ile onanması gerektiği" görüşü ileri sürülmüş ise de, Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-
Belediyenin yetkili organları tarafından kiraya verilme işlemi yapılmadığı ve kira bedellerinin ödenmediği gerekçesiyle dava kabul edilmiş ise de; kira sözleşmesinin idari yoldan iptal edilinceye kadar geçerli olduğu ve tarafları bağladğı- Taraflar arasında imzalanan prokol uyarınca taşınmazın 3. kişiye kiralanmasının da akde aykırırlık teşkil etmeyeceği ve davalı şirketi fuzuli şagil durumuna düşürmeyeceği-
Fesih durumunda davalının tazminat ile sorumlu tutulabilmesi için öncelikle feshin davacı idare yönünden haklı nedene dayanıyor olması gerekir. Kira akdinin sona erme sebeplerinden biri de kiracının temerrüdü olup kira parasının ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 315.maddesinde (818 sayılı BK.nun 260.maddesi) düzenlendiği ve buna göre, istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerektiği- Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gün olduğu, akdin feshi için tek başına bu koşulların bulunması yetmeyeceği ve ayrıca bu konuda tahliye talebinin ilama bağlanması gerektiği- Temerrüt nedeniyle tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemeyeceği ve bu itibarla feshe dayalı olarak davalıdan tazminat istenemeyeceği- Davaya konu kiralananın çatılı işyeri olması sebebiyle mahkemece tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Yasal ödeme süresi içinde faiz, icra masrafları, vekalet ücretleri ve benzeri eklentilerin ödenmemesinin, temerrüdün oluşumunu sağlamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.