Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer verilmeyen bir hususun, tavzih kararı ile hüküm fıkrasına ilave edilemeyeceği-
Mahkeme duruşma açmak suretiyle tarafları dinleyerek hükmün tavzih yoluyla düzeltilmesine karar vermiş ise de tavzih yoluyla ancak hükmün infazında tereddüt oluşturacak hataların giderilmesinin söz konusu olabileceği, önceki hükmü değiştirecek şekilde tarafların sorumluluklarını artıran ya da eksilten yeni hüküm kurulamayacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde tavzihle sonucun değiştirilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu-
Tavzih kararı ile vekalet ücreti yükseltilmişse de, tavzih yolu ile de hüküm fıkrasının sınırlandırılması veya genişletilmesi yada değiştirilmesinin mümkün olmadığı-
Tavzih yoluna başvurabilmek için hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek olmadığı, kesinleşmemiş olan kararlar hakkında da hükmün icrasına (yerine getirilmesine) kadar tavzih istenebileceği; fakat tavzih talebinde bulunulmakla temyiz süresi durdurulamayacağı, ilamın icraya konmasından sonra da, ilam tamamen icra edilinceye kadar hükmün tavzihinin istenilmesi mümkün olduğu - İcra Müdürünün hükmü yorumlamak (tavzih etmek) yetkisinin olmadığı, ancak o hükmü vermiş olan mahkemece tavzih edilebileceği - Hakimin tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemeyeceği - Tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hükmün sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği-
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında davacı, davasından feragat etse dahi, davalılardan birinin davaya devam etmek istemesi halinde mahkemece davaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği- Bu nedenle davacının, davadan feragat beyanına karşı hazır bulunan davalılardan diyecekleri sorulmalı, davaya devam etmeyi istemeleri halinde yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
Tavzih yoluyla yeni bir hüküm kurulamayacağı-
Karz akdine dayalı alacak istemi-
Tavzihle düzeltilebilecek olan hükümlerin HUMK’nun 455. (HMK.'nun 305.) maddesinde belirlenmiş olup, davalının tavzih talebinin bu hükümlerden olmaması durumunda reddi gerekeceği-
İlâmda alacağın «ilâm tarihinde» muaccel olacağı, bu nedenle ilâmda faiz hakkında hüküm bulunmaması -hatta, faiz isteğinin açıkça reddedilmiş olması- halinde, alacaklının «ilâm tarihi» veya «takip tarihi»nden itibaren faiz isteyebileceği–
Bölge adliye mahkemesince; harç hususunda yapılan açık hataya yönelik davacı tarafın tashih isteminin HMK'nın 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile bakiye harcın iadesine karar verilmesi gerekirken, başvurunun tavzihi niteliğinde olduğu kabul edilmesinin ve yazılı gerekçe ile reddedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.