Duruşmada tefhim edilen “kısa karar” ile, daha sonra tebliğ edilen “gerekçeli karar” arasında çelişki bulunmasının, bozma nedeni olduğu (Bu durumda, mahkemece, önceki kararla bağlı kalınmaksızın, çelişkinin giderilmesi için yeni bir karar verileceği)–
İcra mahkemesince (tetkik merciince) -6183 sayılı yasa uyarınca kamu alacağından dolayı haczedilen mallar hakkında açılan istihkak davasına bakılarak, «görevsizlik kararı» yerine davanın esası hakkında karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ise, daha sonra icra mahkemesince (tetkik merciince) «tavzih talebi hakkında verilen kararın temyiz üzerine, önce verilen karar Yargıtayca -«görevin, kamu düzeniyle ilgili olduğu» gerekçesiyle- bozulabilir mi?–
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 30.01.2018 tarihinde işe iade istemiyle açılan davada, Bölge Adliye Mahkemesince 05.11.2019 tarihinde ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine kesin olmak üzere karar verilmesinden sonra davacı vekilinin 20.03.2020 tarihli dilekçesi ile yargılamanın iadesini talep ettiği dikkate alındığında; yargılamanın iadesi isteminin ilk derece mahkemesince mi yoksa Bölge Adliye Mahkemesince mi değerlendirilmesi gerektiği-
İstinaf Mahkemesince verilen hükümde, “....aracın üzerindeki borçlardan ari olarak...” sözlerindeki “....borçlardan...” sözcüğü dar anlamda olup, bunun yerine “...takyidatlardan...“ kelimesi yazılması gerektiği, ayrıca hüküm fıkrasında araç bedeli ve aksesuar bedelinin ödenmesi için aracın üzerindeki takyidatlardan ari olarak davalılara fiilen teslimi şart koşulduğu halde; faizin başlangıcı için aracın sadece fiilen tesliminin şart koşulmasının doğru olmayıp, kısmi bir çelişki oluşturduğundan hükmün bozulmasını gerektirmişse de; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği-
‘Tavzih’ talebi üzerine verilen kararların temyiz edilebileceği–
Kanunen münhasıran mahkemeye verilmiş bir yetkinin bertaraf edilmesi sonucunu doğuracak şekilde, vakıf mütevelli heyetinin, yönetim kurulunun tamamını veya bir kısmını herhangi bir zamanda Vakıflar Hakkında Tüzük Hükümlerinde gösterilen azil sebeplerinin oluşması halinde mahkemenin vereceği azil kararını beklemeden görevden alabileceğini öngören vakıf senedinin 9. maddesinin son fıkrasının tesciline hükmedilemeyeceği-
OLEYİS Sendikası Genel Başkanlığı adına takibin iptalini isteyen S.B. ve M.E.Ü.’ın 23.06.2009 tarihinde görevleri sona ermekle, şikayet tarihinde ilgili sendikayı temsil yetkileri bulunmadığından, mahkemece aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle şikayetin reddinin gerekeceği-
Özel Dairenin HMK’nın 46. maddesine dayalı olarak açılan davada maddede sayılan sebeplerin hiçbirisinin gerçekleşmediği gerekçesiyle verdiği red kararının davanın esastan reddine yönelik bir karar olduğu, bu durumda Özel Daire tarafından red sebebiyle davacı aleyhine disiplin para cezasına hükmedilmesi gerekirken davacının disiplin para cezası ile cezalandırılmasına yer olmadığına dair karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacının dava değerini teminat mektuplarında belirtilen teminatların bedeli olan .......TL olarak belirtmiş ve mahkemeye başvuru esnasında da peşin harcını bu değer üzerinden belirlenen miktara göre yatırdığı, bu durumda Özel Daire tarafından hüküm verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin esas alınarak davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Tefhim edilen «kısa karar» ile tebliğ edilen «gerekçeli karar» arasındaki fark bulunmaması halinde, temyiz süresinin tefhim, fark bulunması halinde ise tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.