HMK hükümlerinde öngörülen yargılama kesitlerine (davanın açılması ve karşılıklı dilekçelerin verilmesi, ön inceleme, tahkikat, tahkikatın sona ermesi, sözlü yargılama ve hüküm) uyulmadan yazılı şekilde davanın esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu- Bilirkişi raporuna yapılan itirazlar karşılanmadan, itiraza uğrayan raporun hükme esas alınmasının hatalı olduğu- Davalı-borçlunun, davacılar hakkında suç duyurusunda bulunduğu anlaşıldığından, menfi tespit davasında, bu soruşturma dosyasının da incelenmesi gerektiği-
Somut olayda, mahkemece; ortak çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerinin belirlenmesi, velâyet sahibi anne ile bu hakkın sahibi olmayan babanın durumlarında bir değişiklik olup olmadığının tespit edilmesi, her iki tarafın da ekonomik sosyal durumlarının titizlikle değerlendirilmesi ve tarafların dinletmek istedikleri tanıkları dinlendikten sonra varılan kanaat neticesinde ortak çocuk yararına nafaka miktarının yeniden belirlenmesi gerekirken, tarafların ileri sürdüğü ve karara etkili olabilecek tanıklar dinlenmeksizin davanın kesin olarak çözümlenerek sonuçlandırılamayacağı- Bu nedenle duruşma yapılarak inceleme yapılmasının zorunlu nitelik taşıdığı- Ayrıca duruşma yapılmasının hukukî dinlenilme hakkının da bir gereği olduğu- Yerel mahkemece, HMK’nın 320/1. maddesi gerekçe gösterilerek duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinin hukuka uygun kabul edilemeyeceği-
Borçluya çıkarılan 49 ödeme emri tebliğ işleminin, 7201 sayılı Yasa hükümlerine aykırı bulunması halinde borçlunun muttali olduğunu beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi addolunacağı-
Trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada, 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, usulüne uygun sözlü yargılama yapılmadan davalının savunma hakkının kısıtlanmasına sebebiyet verecek şekilde, eksik inceleme ile ve adil yargılanma hakkını etkileyecek şekilde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
«Soybağı»na ilişkin davaların aile mahkemelerinin, "nüfus kaydının düzeltilmesi"ne ilişkin davaların ise, asliye hukuk mahkemelerinin görevine girdiği- Her iki davanın birlikte açılması halinde ise; görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu–
Anonim şirket olan borçluya çıkarılan tebligatın «ayni adreste birlikte oturan ....... imzasına» şeklinde yapılamayacağı–
Tebligatların dosyaya vekaletname sunan vekile yapılması gerektiğinden, bu husus gözardı edilerek bilirkişi raporu, ıslah dilekçesi ve sair belgelerin vekil yerine asile tebliğ edilmesinin hatalı olduğu, yargılama aşamasında yapılan usulsüz tebligatlar nedeniyle davalının savunma hakkı kısıtlandığı-
Öncelikle direnme kararının vekilini azletmiş bulunan birleşen davanın davalısı … Mümessillik Tekstil Sanayi ve Pazarlama Ticaret Anonim Şirketi’ne yöntemine uygun olarak tebliği ile temyiz süresinin geçmesinin beklenmesi; kararın temyiz edilmemesi halinde bu şekliyle, temyizi halinde ise devamı işlemler de tamamlanarak ondan sonra dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Hukuk Genel Kurulu’na gönderilmesinin gerekeceği-
E.tmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkin davada, bilirkişi raporunda davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı belirtilmiş olmasına karşın davacının davaya konu ettiği kısmın farklı bir yer olma ihtimali de bulunduğundan HMK. mad. 27 uyarınca taraflara duruşma gününü içerir tebligat çıkartılmadan evrak üzerinden inceleme yapılıp yazılı şekilde karar verilemeyeceği- 
Mahkemece, her ne kadar Dairemizin bozma ilamına uyulmuş ise de; 22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2. maddesi ile Yargıtay’ın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılmasının mümkün hale getirildiği, sonradan aynı hususta bir kanun çıkarılmış olmasının usuli kazanılmış hakkın istisnası olduğu, usule ilişkin kanun değişikliğinin derdest davalara da uygulanması gerektiği, mahkemece verilen nihai karardan sonra değişiklik yapılmış olsa dahi, bu değişikliğin uygulanmasında zorunluluk bulunduğu Yargıtay kararlarıyla açıklandığı, açıklanan tüm bu nedenlerle mahkemece ıslahla arttırılan talebin de değerlendirilerek, sonucuna uygun karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.