Tahsil amaçlı belirsiz alacak davasında, davaya konu edilen miktar bakımından faiz başlangıcı olarak dava tarihinin kabul edilmesi gerekeceği, alacağın kalan kısmın sadece tespiti istenmiş olmakla, belirlenen bakiye alacak miktarının ilerde talep edildiği tarihten itibaren faize karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda davacının eski eşi ile fiilen birlikte yaşayıp yaşamadığı konusunda mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olup olmadığı noktasında toplandığı-
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturduğundan, bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması ve mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılarak kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması gerektiği- Davada ileri sürülen isteğin aynı kayıt malikinin mirasçılarının dinlenilerek incelenmesi gerekirken, "davacının eda davası açma imkanı varken tespit davası açmakta hukuki yararının olmadığı" gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan davaların, niteliği itibariyle davalının bir iş yapmaya, bir şey vermeye veya bir işi yapmamaya mahkum edilmesi istemini içeren eda davası oldukları, bu nedenle, ölünceye kadar bakma akdine dayanan istemin Kadastro Mahkemelerinin görevine gireceği-
İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesince tanınan bir hakkın işçilere uygulanmamasından dolayı tek bir işçinin uyuşmazlığı yargıya taşıyabileceği, bu durumda da ortada bir toplu hak uyuşmazlığının bulunduğundan da söz edilebileceği, toplu iş sözleşmesine dayalı iş uyuşmazlıklarının çözümünde yargıcın, toplu iş sözleşmesi yorumlanarak karar verebileceği-
Sigortalı hizmetin tespiti davası ile işçilik haklarından kaynaklanan tazminat ve alacak davalarının birbiriyle bağlantılı olduğu, birlikte açılıp, sonuçlandırılmalarının olanaklı olduğu, anılan davaların salt temyiz inceleme mercilerinin ayrı olduğu ve ispat şekillerinin farklı olduğu gerekçesiyle ayrılmaları gerektiği hususunun bozma nedeni yapılamayacağı-
Hukuki yarardan söz edebilmek için; bir hakkın veya hukuki durumun mevcut ve yakın bir tehlike ile tehdit edilmiş olması, bu tehdidin zarar doğurabilecek nitelikte olmasının, tespit hükmünün tehlikeyi ortadan kaldıracak nitelikte olması ve halihazırda hukuki korunmaya ihtiyaç duyulması şartlarının birlikte bulunmasının gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.