Sigorta primine esas kazancın belirlenmesi talebi ile ilgili davanın, işçilik alacakları davası ile birlikte görülmesinin doğru olmayıp, sigorta primine esas kazancın belirlenmesi talepleri, hizmet tespiti davalarının ayrılmaz bir parçası olduğundan hizmet tespiti davası ile sigorta primine esas kazancın belirlenmesine yönelik talebin birlikte görülmesi gerektiği; davacının sigorta primine esas kazancının tespiti ile ilgili talebinin tefrik edilerek iş bu dava ile birleştirilmesine karar verilmesi, ondan sonra davacının hizmet tespiti ve sigorta primine esas kazanç tespiti ile ilgili delillerinin birlikte değerlendirilerek karar verilmesinin gerektiği-
Davacı dava dilekçesinde davasını açıkça belirsiz alacak davası olarak nitelendirmesi sonucu, davanın açılmasıyla birlikte dava dilekçesinde yazılı miktarla sınırlı olmamak kaydıyla tüm alacak yönünden zamanaşımının kesileceği, buna bağlı olarak da tamamlama dilekçesine karşı zamanaşımı savunmasında bulunulamayacağı-
10. HD. 10.10.2022 T. E: 8881, K: 12112
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı hususundadır...
22. HD. 02.10.2018 T. E: 13282, K: 20832-
Davalılardan işverene ait işyerinde 1.10.2001-5.1.2010 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine-
Aralarında zorunlu ya da ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmayan davalıların, aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunmayan farklı taleplerle, birlikte dava edilmesini haklı kılacak açık bir yasal düzenleme ve geçerli hukuksal bir nedenin varlığından söz edilemeyeceği, hizmet tespiti davalarının kamu düzenine ilişkin olduğu da gözetildiğinde, mahkemece resen araştırma yapılabileceğinden, yargılamanın sağlıklı olarak yürütülebilmesi ve uyuşmazlığın kolaylıkla çözüme ulaştırılabilmesi için ayrı işverenler aleyhine, ayrı taleplerle birlikte açılmış olan bu davaların ayrılmasının uygun olacağının kabulü gerekeceği-
Davacı davalılara ait kaloriferli konutta kapıcı olarak çalıştığını iddia ederek işçilik haklarını istemişse de, dosyadaki kapıcılık sözleşmesinin kocasıyla yapıldığının ve bu süre içinde kapıcılık ücretlerinin makbuz karşılığı kocasına ödendiğinin anlaşıldığı, bu durum karşısında davalının yöneticiliğini yaptığı konutta davacının değil, kocasının kapıcı olduğunun kabulünün gerekeceği-
Değişen alt işverenlerdeki çalışmanın hukuki nitelendirilmesi yapılırken, bir alt işverendeki çalışma süresinin sona erdiği ve diğer alt işverendeki çalışma süresinin başladığı tarih arasında 10-15 gün gibi makul süreyi aşan çalışma aralıklarının varlığının tespiti halinde artık işyeri devrinden söz edilemeyeceği- Davacının bu süreyi aşan bir kesintiden sonra başlayan çalışması, yeni bir iş sözleşmesine dayalı olup davacının kesintisiz kaç dönem halinde çalıştığı belirlenerek belirlenen çalışma dönemlerinin her biri için, o dönem için belirlenen çalışma süresi ve dönemin son bulduğu tarihteki ücret seviyesine göre zamanaşımı savunması da gözetilerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin alacaklarının hesaplanması gerektiği-
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacağının bulunup bulunmadığı hususundadır...

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.