Davalı işverenin savunmasında fazla çalışma ve resmi ve dini bayramlarda,i ulusal tatillerde çalışmasının bulunmadığının bildirdiği, düzenlenen ibranamede ise fazla çalışma, resmi ve dini bayramlarda, ulusal tatil ücretlerinin ödendiğinin belirtildiği, savunma ile çelişkili ibranameye değer izafe edilemeyeceği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine-
22. HD. 02.10.2018 T. E: 10784, K: 20797-
22. HD. 12.03.2019 T. E: 2016/12207, K: 5748-
9. HD. 19.06.2018 T. E: 2017/9438, K: 13206-
9. HD. 04.06.2018 T. E: 2017/8161, K: 12526-
Davacı dava dilekçesinde davasını açıkça belirsiz alacak davası olarak nitelendirmesi sonucu, davanın açılmasıyla birlikte dava dilekçesinde yazılı miktarla sınırlı olmamak kaydıyla tüm alacak yönünden zamanaşımının kesileceği, buna bağlı olarak da tamamlama dilekçesine karşı zamanaşımı savunmasında bulunulamayacağı-
22. HD. 14.02.2019 T. E: 2017/19672, K: 3248-
İbraname savunmasının, hakkı ortadan kaldırabilecek itiraz niteliğinde olduğu ve yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği- Çalışma şeklinin 24 saat mesai 48 saat dinlenme şeklinde olduğu durumlarda, işçi birinci hafta 3 gün ikinci ve üçüncü haftalar 2 gün dördüncü hafta yine 3 gün çalışacağından, ilk hafta (3x3=) 9 saat, ikinci ve üçüncü haftalarda (2x3=) 6 saat, dördüncü hafta ise yine (3x3=) 9 saat fazla çalışmış sayılacağı- Bilirkişi tarafından davacının fazla mesai ücreti hesaplanırken, yukarıda tanık beyanlarının hatalı değerlendirilerek, davacının 24 saatlik çalışmalarının denetime elverişli şekilde belirtilmemesi, çalışma saatlerinin yukarıda yazılı esaslara aykırı şekilde değerlendirilmesi ve günlük 14 saat çalışma sınırı aşılacak şekilde hesaplama yapılmasının hatalı olduğu-
Mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı hususunun onama kararı ile kesinleştiği, dava dilekçesinde zikredilen vakıların görevli mahkeme önünde değiştirilmediği, bu nedenle davanın ikinci kez ıslahına da gerek olmadığı, davayı aydınlatma görevinin mahkeme hâkimine ait olduğu hususları dikkate alınarak davanın esasının incelenmesi gerekirken, eser sözleşmesi hükümlere göre tahkikat yapılıp sonucuna göre hüküm kurulabilecek herhangi bir talebin bulunmadığı ve davanın ikinci kez ıslahının da mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.