Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının 6772 sayılı Kanun kapsamında ilave tediye ödemekle yükümlü olduğu-
Hafta tatili ücreti alacağı bakımından mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporu ile kabul ettiği miktar arasında ihtilaf bulunduğu uyuşmazlıkta, uyuşmazlık konusu olan 2.000TL hafta tatili ücreti alacağının açık biçimde direnme kararının verildiği tarihte geçerli olan 3.200TL tutarındaki temyiz edilebilirlik sınırının altında olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddi gerektiğine-
Davalı işyeri 6772 s. Kanun kapsamında kaldığından, davacıya yılda 4 tam maaş tutarında ikramiye verilmesinin mümkün olmadığı, davacıya 6772 s. Kanun gereği, 52 günlük ve ... gereği de en fazla 2 maaş tutarında yevmiye verilebileceğinden toplamda yılda 112 günlük ikramiye ödenmesi gerektiği- Davalı, işyerinde işçilere yılda 4 tam maaş tutarında ikramiye verildiğini iddia etmiş, davacının dosyada bulunan iki aya ilişkin ücret bordrosunda ayrı ayrı 10'ar günlük ikramiye tahakkukunun bulunduğu görülmüş olup, 2006 yılından sonraki tarihlere ait Toplu İş Sözleşmelerinde, işçilere aylık ücretleri tutarında olmak üzere yılda 4 tam maaş ikramiye verileceği düzenlenmiş olduğundan, işverenin yılda 4 tam maaş tutarında ikramiye vermesinin 6772 s. Kanun'un Ek 1. maddesine açıkça aykırı olduğu- Davalı işyeri 6772 s. Kanun kapsamında kaldığından, yılda en fazla 2 tam maaş tutarında ikramiye verilmesinin mümkün olduğu- Davacının sendikaya üye olduğu tarih ile Toplu İş Sözleşmesinden yararlanmaya başladığı tarih ilgili sendikadan araştırılarak, davacının dönem bordroları ise işyerinden getirilerek, yılda 4 maaş tutarında ikramiye ödenip ödenmediği belirlenip, yılda 112 gün yevmiye ödenmişse, davanın reddine karar verilmesi, ödenmediği taktirde ise aradaki fark tespit edilerek bu farka hükmedilmesi gerektiği-
Her ne kadar bordrolarda fazla çalışma tahakkuku var ise de bordrolar imzasız olduğundan bunun ödenip ödenmediği banka kayıtlarına göre tespit edilmesi gerekip davacıya alacaklarının ödenip ödenmediğinin banka kayıtları getirtilerek değerlendirilmesi gerektiğinden davacının fazla çalışma ücreti alacağı talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Ücretin içinde fazla mesai ücreti kabul edildiğinde davacının yılda 270, ayda 22 ve haftalık ise 5,2 saat fazla çalışması dışında kalan fazla çalışmasının hesaplanarak hüküm altına alınması gerektiği-
Davalılardan ...nın faaliyet alanı içerisinde konut inşaatı yer almakta olup, davalılar arasındaki sözleşmenin konusunun da konut projesine ilişkin olduğu, tarafların dilekçesindeki açıklamaları, işin niteliği ve faaliyet alanları nazara alındığında davalılar arasında asıl alt işveren ilişkisinin bulunduğunun kabulü gerekeceği, kaldı ki; davalı şirketler arasındaki inşaat sözleşmesi .............. tarihinde feshedilip sözleşme konusu inşaat işyeri ...ne devredilmesine rağmen davacının bu şirkette şantiye şefliğinin devam ettiğinin de kayıtlar ile sabit olduğu, bu durumda, her iki davalı şirketin de talep konusu alacaklardan birlikte sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Ücretleri ödenmeyen ve bu nedenle iş görme edimini yerine getirmeyen davacı işçinin iş sözleşmesinin işverence feshinin haklı nedene dayanmadığı, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü yerine reddinin hatalı olduğu- Davanın açılış şekli itibariyle kısmi eda, külli tespit talepli belirsiz alacak davası olduğu, mahkemenin davaya karşı zamanaşımını gözetmesinin yerinde olduğu, ancak, davacının yaptığının ıslah olmayıp, talep artırımı ile alacağın belirli hale getirilmesi olduğu, belirsiz alacak davasının bütün türlerinde dava açılmakla zamanaşımının kesileceği, talep artırımına karşı yapılan zamanaşımı def’inin hukuki sonuç doğurmayacağı, bu nedenle talep artırımına karşı yapılan zamanaşımı def’inin dikkate alınmaması gerekirken hukukî değer taşımayan zamanaşımına def’ine göre karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Asıl işveren davacı müdürlüğe karşı, davalı şirket tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldıkları işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemi-
Uyuşmazlık, sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ve fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve uygulanacak faiz oranına ilişkindir...
Davacı tanıkları beyanlarında;davacının tır şoförü ve mikser kullanıcısı olarak iş yerinde çalıştığını, cüzdanının ve içindeki ehliyetini kaybetmesi nedeniyle ehliyeti olmadığı için işten çıkartıldığını ifade etmesi,davalı tanığın da aynı şekilde ehliyeti olmadığı için davalı işveren tarafından davacının işten çıkartıldığını doğrulaması karşısında; davacı işçinin işinin niteliği gereği ehliyeti kaybetmesi nedeniyle iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiği- Davacı işçinin hizmet süresi ihtilaflı olmayıp kayıtlarda yer aldığından, davacının talebi ile bağlı kalınarak denmek suretiyle hizmet süresinin kabulü hatalı olup; davacı ıslah dilekçesi ile bunun maddi hata olduğunu da ifade ettiğinden davacının talebine bağlı kalınması gerekçesinin dayanaktan yoksun olduğu-
İş hukukundan kaynaklanan alacaklar bakımından baştan belirli veya belirsiz alacak davası şeklinde belirleme yapılamayacağı- Davacı, çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, tazminat hesaplamasına esas alınacak aylık ücrete ek para veya parayla ölçülebilen sosyal menfaatleri belirleyebilecek durumda olduğundan, taraflar arasında, tazminat alacaklarına hak kazanıp kazanmama noktalarında var olan uyuşmazlık da, söz konusu tazminat alacaklarını belirsiz alacak haline getirmeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.