Taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler birer ön sözleşme olsa da, kendileri de başlı başına karşılıklı edimleri içeren sözleşme özelliği gösterdiklerinden ve asıl sözleşmenin şartlarına bağlı olduklarından, BK. md. 106’da aranan şartlara uyulmadan fesih edilemez ve bir tarafın karşı koyması halinde bu tür ön sözleşmelerin feshi için de mahkeme hükmünün gerekeceği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, ücret, fazla çalışma ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Alt işveren işçilerinin bir kısmının, üstlenilen hizmet dışında asıl veya yardımcı başka işte çalıştırılmaları, asıl-alt işveren arasındaki sözleşmeyi muvazaalı hale getirmeyeceği- Muvazaanın Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiş olup, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesi arzu etmedikleri görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabileceği-
Davacının, yeni maliklerin, eski malikin halefi olarak, eski malikle yapılan yazılı kira sözleşmesine dayanarak, davalı kiracı hakkında haciz ve tahliye istekli takip yapmasında ve itirazın kaldırılmasını talep etmesinde bir usulsüzlüğün bulunmadığı, kiralananın 6570 sayılı yasa hükümlerine tabi dükkân vasıflı taşınmaz olduğu ve yeni malikin, eski malikle yapılan kira sözleşmesini tek taraflı düzenlemiş olduğu bir ihtarname göndererek ve fesih bildiriminde bulunarak sözleşmeyi sona erdiremeyeceği de gözönünde bulundurularak, yasal sürede kira bedellerinin ödenmemesi sebebiyle davalının temerrüde düştüğü ve yapmış olduğu itirazının haksız olduğunun kabulü ile itirazın kaldırılarak, kiralananın tahliyesine karar verilmesinin gerekeceği-
Davalı işyerinde kabin memuru olarak çalışan dava dışı E.K.’nın bir uçuş esnasında tanıştığı dava dışı G.Y. ile bir dönem duygusal ilişkisinin bulunduğu, E.K.’nın daha sonra davacı ile birlikte olmaya başladığı, bu durumu kabullenemeyen G.Y.’nin E.K.’nın kendisinden ayrılmasını ve ilişkisinin sona ermesini engellemeye yönelik çaba içerisine girdiği, davacıya ve E.K.’ya değişik tarihlerde kendilerini işten attıracağı ve rezil edeceği gibi birçok tehdit ve hakaret içeren mailler gönderdiği, bu süreçte davacının da G.Y.‘ye tehdit ve hakaret içeren mesajlar gönderdiği görülmüş olup her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince davacı işçinin özel yaşamındaki bu yaşananları işyerine yansıtmadığı gerekçesiyle işe iadesine karar verilmişse de davacının G.Y.’nin eşine ve kendisine yönelik tehdit ve hakaret içeren whatsapp mesajlarını içeren yazışmalarının G.Y. tarafından bir maille davalı işveren yetkililerine bildirildiği, bu mail üzerine davalının olaylardan haberdar olduğu, tarafların birbirlerine gönderdiği mesajların çirkin içeriği, işyerinden istifa ederek ayrılan E.K’nın davalı işverenin başka bir çalışanı olduğu hususları da gözetildiğinde taraflar arasındaki olumsuzluğun işyerine de yansıdığı, yaşanan olayların davalı işveren iş ilişkisinin sürdürülmesi açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyecek hale gelmesine neden olduğu, feshin bu suretle geçerli nedenlere dayandığı-
Taşınmazda kurulu bulunan sistemlerin herhangi bir sebeple sökülmesi durumunda kiralayanın kendisine peşin ödenen kira bedelinin kullanılmayan kısmını 1 ay içerisinde iade edeceği- Kiracının kira sözleşmesini 1 ay önceden yazılı bildirimde bulunmak kaydı ile herhangi bir zamanda hiçbir neden göstermeden feshetme hakkına sahip olduğu, kiralayanın bu durumda herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağı, fesih tarihinden sonraki döneme dair olarak peşin ödenmiş kira bedeli var ise kiralayanın bu bedeli fesih tarihinden sonra 1 ay içinde iade edeceği kararlaştırıldığı-
Davacının, davalıya ait işyerinde pres operatörü olarak yaklaşık 2 yıl çalıştığı ve işyerinde iş kazası geçirdiği işverenin 12.12.2014 tarihli fesih bildiriminde belirtilen iddiaları konusunda fesihten öncesine ait tutanak bulunmadığı, davacının 17.11.2014 tarihinde işe 45 dakika geç kalması nedeniyle üretimi aksattığına yönelik tutanak tutulmuşsa da davacının kapı giriş kaydında 15:12 de işyerine geldiği 23:30 işyerinden ayrıldığı, servisle işyerine geldiği ve İnsan kaynaklarına işyeri ile ilgili sorunlarını belirtir dilekçe verdiği bu dilekçesinin de dosyada mevcut olduğu, "personele gittiğimiz için geç iş başı yaptık, haber vermek için grup başı arandı cevap vermedi" şeklinde savunma yaptığı ve işçinin bu mazeretinin işyeri ile ilgili olması nedeniyle geçerli nedene dayandığı, diğer fesih nedenlerinin ise davalı tanık beyanlarında da davacının performans ve davranışlarında sıkıntı olmadığı belirtilmekle ispat edilemediği anlaşıldığından davacının feshi gerektirir bir davranışının bulunmadığı işveren feshinin haklı yada geçerli bir nedene dayanmadığı sabit olup feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar vermek gerektiği-
Davanın açıldığı tarihte haksız olduğu tespit edilen tarafın yargılama giderini ödemekle yükümlü olduğu, geçerli olan bir kira sözleşmesinin ya tarafların birbirine uygun fesih bildirimi ile ya mahkeme kararı ile ya da kiralananın yok olması ile sona ereceği, davalı şirketin kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshedebilmesinin mümkün olmadığı, buna göre mahkemece dava tarihi itibariyle davacı dava açmakta haklı olup davanın konusuz kalması sebebiyle işin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davacı tarafından yapılan yargılama giderleri ile davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında imzalanan 01.10.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı; davacının davasını 21.11.2012 tarihinde açmış olduğu ve davanın süresinde olmadığı; davacı vekilinin dava dilekçesinde Büyükçekmece 9. Noterliğinin 22.08.2012 tarih ve 9115 sayılı yevmiye nolu ihtar suretini sunduğu; ancak Mahkemece bu hususta noterlik makamı ile yapılan yazışmalar sonucunda ihtarnamenin muhatap olarak kiracı N.A.'a keşide edilmediği; ihtarnamenin muhatap kiracının eşi K.A. olarak keşide edildiği; bu durumda bu ihtarnamenin süreyi kesen geçerli bir ihtarname olmadığı; ne var ki, davacı vekilinin dava dilekçesinde 22.8.2012 tarihinde iadeli taahhütlü olarak başka ihtar da gönderdiğini ileri sürdüğü; dilekçe ekinde bulunan ihtarnamenin incelenmesinden adi yazılı olduğu ve bir tebligat bilgisinin olmadığı anlaşıldığından Mahkemece davanın süresinde açılıp açılmadığının kendiliğinden dikkate alınması ve ihtar ile davanın sürede olacağı dikkate alınarak, dava dilekçesi ekinde bulunan 22.08.2012 tarihli, adi yazılı nitelikteki ihtarın tebliğ bilgisinin olup olmadığının araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Kiralananın tahliyesi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.