Adi ortaklığı oluşturan şirketler aleyhine açılan davanın konusu para ise davanın bütün ortaklara karşı birlikte açılmasının zorunlu olmadığı- Ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığından değil ihtiyari bir dava arkadaşlığından söz edilebileceği- Dava işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin olup konusu para olan davada adi ortaklar arasında zorunlu bir dava arkadaşlığı söz konusu olmadığından Mahkemece dava dışı adi ortağın davaya dahil edilmesinin ve bu Şirket aleyhine hüküm kurulmasının yerinde olmadığı- Davanın açıldığı tarih itibarıyla arabuluculuk dava şartı olup anılan Şirket bakımından arabuluculuk dava şartı da gerçekleşmediğinden şirketin davaya dahil edilmesi hatalı olduğu gibi arabuluculuk dava şartı mevcut olmadığı halde davanın esasına yönelik hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Taşınmaz üzerinde başka icra dosyası nedeniyle haczi bulunan alacaklının “tapudaki ilgili” sıfatıyla ihalenin feshini isteyebileceği-
Davacı işçinin, HM. mad. 106 kapsamında davalı işveren tarafından yapılan görevlendirmenin "esaslı değişiklik" olduğunun tespitine ilişkin dava açmasında hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunduğu- "İş Kanunu’nun 22. maddesinde çalışma koşullarında değişiklik hâlinde başvurulacak hukukî yolların açıklandığı, maddede belirtilen şekilde açılacak eda davalarında iş sözleşmesinde yapılan değişikliğin esaslı değişiklik olup olmadığı hususunun öncelikle tespit edileceği, bu nedenle davacının beklediği hukukî korumayı ancak eda davası açarak sağlayabileceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davanın açıldığı tarih itibariyle dava ehliyeti bulunan davalı kooperatifin davanın devamı sırasında ve hükümden önce terkin edildiği anlaşılmakla, dava ehliyetinin ortadan kalkmış durumda olduğu, bu durum taraf teşkiline ve dava şartlarına ilişkin bulunduğundan, davanın her aşamasında re'sen nazara alınması gereken bir durum olduğundan Dairemizce de re'sen nazara alınarak taraf teşkili yönünden kararın bozulması gerektiği, bu durumda, mahkemece davacılara uygun süre verilerek davalı kooperatifin ihyası için dava açmaları sağlanması, kooperatifin ihya edilerek yeniden sicile kaydından sonra usulünce taraf teşkili sağlanarak davaya devamla esas hakkında karar verilmesi gererkeceği-
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 125. maddesindeki düzenleme, kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi zorunlu bir usul kuralı olup, mahkemece davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceğinin sorulması ve sonucuna göre işlem yapılması gerekeceği-
İntikale esas alınan veraset ilamları ile davacıların mirasçılığını gösteren sulh hukuk mahkemesince verilen veraset ilamının hasımsız alındığı, mirasçılık belgelerinin aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğu dikkate alınarak, bu konudaki uyuşmazlık giderilmek üzere davacılara hasımlı veraset ilamı alınması için olanak tanınarak, bu belge sonucuna göre davacıların taraf ehliyetinin bulunduğu tespit edildikten sonra işin esası hakkında karar verilmesinin gerektiği-
Vasi, borçlunun fiil ehliyeti olmadığını, vesayet altına alındığını bildirerek takibin iptalini talep etmiş olup, borçlunun takip tarihi itibariyle kısıtlanmasını gerektirecek bir hastalığı var ise, borçlunun takip ehliyeti bulunmadığından, takip talebinde borçlu ile birlikte vasinin de gösterilmesinin ve ödeme emrinin, borçluya vesayeten vasiye tebliğinin zorunlu olduğu-
Ortaklığın giderilmesi istemine ilişkin davada, davalının kısıtlı olduğu ve vasi olarak kendisine davacının atandığı dosya içerisindeki mahkeme ilamından anlaşıldığı, davada taraf olan gösterilen davacı ile davalı arasında menfaat çatışması olduğundan, kısıtlıyı bu davada temsil etmek üzere bir kayyımın atanması ve husumetin kayyıma yöneltilmesi gerekeceği-
Tarafların dava ve taraf ehliyetine sahip bulunması dava şartları arasında olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği- Davalı hakkındaki sağlık kurulu raporu göz önüne alındığında, davalının vesayet altına alınmasını gerektiren bir durum olup olmadığı uzman heyet raporu ile belirlenerek davalının taraf ehliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılıp, sonucuna göre usulüne uygun biçimde taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılama yapılması gerekeceği-
Ölen kişinin taraf ehliyetini yitireceği, aleyhine dava açılamayacağı, dava tarihinde şahsiyeti sona ermiş olan kimsenin mirasçılarına ardıllık (halefiyet) kuralı uygulanamayacağından tebligat yapılmak veya dava ıslah edilmek suretiyle davaya devam edilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.