Tarafların 01/06/2012 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıklarının, davalı-karşı davacıya aylık 200 TL yoksulluk nafakası bağlandığının, davalı-karşı davacının 01/04/2013 tarihinde bir kız çocuğu dünyaya getirdiğinin, çocuğun Y.Ş. tarafından tanındığının dosya kapsamından anlaşıldığı, davalı-karşı davacının, Y.Ş. ile fillen evli gibi yaşadığının davacı tanıkları tarafından doğrulandığı, davacının iddiasını ispatladığı, davalı-karşı davacının bu fiili evlilikten çocuğunun olduğu, bu birlikteliğinin kısa sürmesinin veya daha sonra davalı-davacının ayrılmasının fiilen evliymiş gibi yaşama olgusunu ortadan kaldırmayacağının dikkate alınması gerekeceği-
İtirazın iptali istemine ilişkin davada, hükme esas alınan ilk kök rapor ile ilk ek raporda varılan sonuçların sözleşme içeriklerine ve opsiyon işlemlerinin kendi içerisinde taşıdığı risklerin niteliğine uygun düşmediği, davacının yapılan opsiyon işlemleri konusunda aydınlatılmadığı, bilakis kasıtlı olarak zarara uğratıldığı sonucuna varılamayacağı, kaldı ki yaptığı bazı işlemler nedeniyle prim elde ettiği dikkate alındığında davacının davalı bankadan herhangi bir talepte bulunamayacağı anlaşıldığından hükmün bozulması gerektiği-
Mücbir sebep nedeniyle borçluya süre verilebilmesi için edimin süresinde ifa edilmemesinin borçlunun kusurundan kaynaklanmaması, mücbir sebepten dolayı edimin süresinde ifa edilememesinin gerektiği yani mücbir sebebin ifayı engelleyecek nitelikte olması gerektiği- C.lı kasaplık hayvanların eksik teslim edilmesinden kaynaklanan gecikme cezasının tahsili istemine ilişkin davada, mahkemenin olayın oluş şekli ve deliller ile sözleşme hükümleri gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, bu hususları göz ardı eden genel ve soyut nitelikteki 3. Bilirkişi ek raporuna göre karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Vasiyetnamenin tenfizi ve taşınmazın lehine vasiyet edilen davacı adına tescili için vasiyetnamenin açılıp okunması, tüm mirasçıların vasiyetnameyi itirazsız kabul etmesi veya 1 yıllık hak düşürücü süre içinde vasiyetnamenin iptali ya da tenkis davası açılmış ise sonucunun beklenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Somut olayda ise, davacı tarafından yalnızca maktu başvuru harcı ile karar ve ilam harcı yatırıldığı ve davanın devamı süresinde eksik harç da tamamlanmadığı halde yargılamaya devam edildiğinin, hüküm kısmında da başlangıçta alınan harcın yeterli olduğuna ilişkin hatalı şekilde hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, o halde, mahkemece yapılacak işin; Harçlar Kanunu'nun 16. maddesine göre, öncelikle davacıdan dava konusu taşınmazın değerini açıklatmak, bu konuda taraflar arasında ihtilaf çıkarsa taşınmazların kıymetini gerekirse keşif yapılarak belirlemek, ardından nisbi peşin harcı ikmal etmek ve delilleri bu çerçevede değerlendirip tartışarak, sonucu dairesinde hüküm kurmak olması gerekeceği-
Tapu iptali, tescil ve alacak davası bozma ilamına uyularak-
Mülkiyet hakkına (taşınmazın aynına/dayalı olarak verilmiş olan -el atmanın (müdahalenin) önlenmesine, tapu iptali ve tescile, taksime ilişkin- ilamların, ilam kesinleşmeden icraya konamayacağı–
Bozmadan sonra davacı İdare'nin vergi alacaklısı olarak açtığı tespit davası(nın) devam ettiği anlaşıldığından, somut olayın özelliğine göre sözü edilen bu dosyada davalılar arasında muvazaalı işlem ve nam-ı müstear olarak yapılan işlem bulunduğunun tespiti halinde, varılan sonuca göre işbu davada davalılar arasındaki işlemlerin muvazaalı olduğu sonucuna varılacağından, mahkemece sözü edilen tespit davasının kesinleşmesi beklenerek tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği- Asıl ve birleşen davalar ayrı birer dava olduğundan davalılar yararına asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken tek vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı tarafça dava konusu taşınmazın 10.05.1968, 14.06.1968, 17.06.1968 tarihli noterde düzenleme şeklinde yapılan satış vaadi sözleşmeleri gereğince bedelleri ödenerek murisleri tarafından zilyetliğinin devralındığı, uzun yıllardır kendileri tarafından kullanıldığı ve bir kısım davalıların murisleri olan maliklerin ise 1980 tarihinden önce ölmeleri nedeniyle, TMK 713/2. maddede düzenlenen ölüm sebebiyle kazanım koşullarının oluştuğu iddia edilmiş ise de, mahkemece dayanılan iddia ve hukuki sebebe göre araştırma yapılmadan, davanın hukuki nitelendirmesinde hataya düşülerek TMK’nin 713/1. maddesinde düzenlenen olağanüstü zamanaşımı nedeniyle tescil davasına yönelik araştırma yapılarak karar verilmesinin doğru olmadığı- Yargılama sırasında vefat ettiği anlaşılan davalı ... mirasçılarına usulüne uygun tebligat çıkarılarak davaya dahil edilmeden, savunma hakları kısıtlanarak aleyhlerinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Taraflar arasındaki birleşen kooperatif ortaklığının tespiti ve tahsisli taşınmazın tescili davası-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi-manevi tazminat istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.