22. HD. 24.10.2018 T. E: 12907, K: 23098-
Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasında, davayı açan davacının özellikle ödeme iddiasına kanıt olarak sunduğu tahsilat makbuzları ve ibranamelerdeki imzaların davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığının bu davada araştırılması, imza incelemesi yaptırılması ve imza incelemesinden sonuç alınamaması halinde anılan belgelerin imzayı inkar eden tarafından yazıldığını ve imzaladığını görenlerin tanıklığına başvurulmak suretiyle ispat olanağının sağlanması gerekeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemi-
Asıl dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili, birleşen dava ise, faiz alacağına ilişkindir...
Son kayıt maliki olan davalının iyiniyetli olduğu ve Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğu altında bulunduğu gerekçesiyle birleştirilen davanınn da reddine karar verilmiş ise de, davalıya yapılan temlikten önceki temliklerin sahteciliğe dayalı olup olmadığı ve önceki maliklerin iyiniyetli bulunup bulunmadıkları yönünde mahkemece bir araştırmanın yapılması gerekeceği, ara maliklerden herhangi birinin edinmesinin iyiniyete dayalı olduğunun anlaşılması halinde ondan sonraki maliklerin edinmesinin korunacağı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta mahkemece davalı yararına ortak alanlardaki eksik işlerden kaynaklanan bedele hüküm kurulurken arsa sahiplerinin sadece payları oranında talepte bulunabilecekleri nazara alınarak buna göre hesaplama yapılması gerekirken davacı aleyhine fazla bedele hükmedilmesinde isabet görülmediği-
Paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi istemi-
Taraflar arasındaki birleştirilen menfi tespit davasında, birleştirilen davalar bağımsızlıklarını koruduklarından asıl dava ve birleştirilen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerekeceği-Menfi tespite hükmedilen miktarın hükümde gösterilmesi gerekeceği-
Tazminat davası-
Uyuşmazlık; davalı elektrik dağıtım şirketinin talebi ile aynı bölgedeki pek çok taşınmaz üzerinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 31/b maddesi çerçevesinde şerh oluşturulduğu anlaşılan olayda her bir malikin taşınmazları üzerindeki şerhin kaldırılmasını ayrı ayrı açılan davalar ile talep etmesinin AAÜT’nin 22 nci maddesi anlamında seri dava olarak kabul edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır..
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.