Tedbir kararı dikkate alındığında, rehinle temin edilmiş alacaklar yönünden rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılıp, başlamış olan takiplere de devam edilmesine engel bir hükmün bulunmadığı, asıl ve birleşen dosya davacıları hakkında ipoteğe dayalı takip yapılmasında herhangi bir isabetsizlik görülmediği, konkordato tasdiki dosyasındaki bilirkişi raporunda davalı banka alacağının adi alacak olarak geçtiğini belirtilmiş ise de, takibe dayanak ipotek resmi senet içerikleri gözetildiğinde, takibe konu alacağın rehinle temin edildiği açık olduğu gibi, bu hususun icra mahkemesince değerlendirilemeyeceği toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu-
Kooperatifin feshi ve tapu iptal tescil istemi-
İş sözleşmesinin davacı işçi tarafından feshedildiğinden, davalının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı yönünden davacının istifasının haklı bir nedene dayandığını kanıtlaması gerektiği- Davacının fesih sebebi olarak belirttiği “ailevi nedenler” gerekçesinin, dava dilekçesi ve cevabi ihtarname dikkate alındığında taciz ve hakaretlere uğramak olarak açıklandığı ancak tanık beyanları ve davacı tarafından sunulan delillerin davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini kanıtlar nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacı işçi haklı bir nedeni olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan iş sözleşmesini feshettiğinden, davalı işverenin ihbar tazminatına hak kazandığı- "Davacının fazla çalışma alacağının bulunduğu, çalışma şartlarının ağır olduğu, iş ilişkisinin davacı için çekilmez hâle geldiği, ayrıca davalı işveren tarafından işten çıkış kodunun 03 kodu ile “istifa” olarak belirtilmesi gerekirken, 22 kodu ile “diğer nedenler” olarak belirtildiği, bu durumda davalı işverenin çelişkili davrandığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davasının görülebilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunmasından sonra itiraza uğramaması veya itiraz edilmiş ise buna ilişkin vasiyetnamenin iptali veya tenkisine yönelik davaların kesinleşmesinin gerekeceği-
Haciz adresinin, borçlunun davalı 3.kişiye devrettiği işyerinin deposu niteliğinde olduğu, bunun yanında, davalı 3. kişinin farklı adreslerde açtığı şube adresleri de borçlunun daha öncesinde çalışıp terk ettiği adresler olduğundan, İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup, davanın İİK m. 99 gereğince alacaklı tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, bu yasal karinenin aksinin davalı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, davalı 3. kişinin dayandığı, borcun doğumundan sonraki tarihleri taşıyan ve ayırt edici özellikleri bulunmayan faturalar ayrıca, haczin yapıldığı yere ilişkin borcun doğumundan sonraya ait adi nitelikteki kira sözleşmesi ve vergi levhası mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığından, davalı 3.kişi tarafından delil olarak sunulan bu belgelerin, istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmeyeceklerinden, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın kabulü gerekeceği-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sözleşme konusu inşaat için ortak alan teşkil eden yerlerdeki eksik imalatın giderilme bedelinin arsa sahibinin sözleşmedeki payı nazara alınarak hesaplanması yerine tümünün hüküm altına alınması ve dosya kapsamına göre teslimatın 2006 Aralık ayında yapıldığı ve iskan ruhsatlarının da bu tarihlerde alındığı, delil tespiti incelemesinin ise 2007 yılında gerçekleştirildiği dikkate alındığında BK'nun 98 ve 44. maddeleri uyarınca dava konusu taleplerin 2007 yılı serbest piyasa rayiçleriyle hesaplanması yerine, bu hususta her hangi bir açıklama içermeyen bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesinin hatalı bulunduğu-
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, iflâsın ertelenmesi talebine ilişkin eldeki davada, Özel Dairece verilen birinci bozma kararı sonrası alınan asıl ve ek bilirkişi raporlarının hükme esas alınıp alınamayacağı, buradan varılacak sonuca göre mahkemece verilen kararın yerinde olup olmadığı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile miras payı oranında tescil ve tazminat; birleştirilen davalar ise muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tazminat istekleri-
Davacı sigorta şirketi tarafından sigortalıya yapılan ödemenin; kat maliklerinden rücuen tahsili istemi-
Yerel Mahkemenin gerek Özel Dairece bozulan 28.1.2003 günlü ilk kararındaki ve gerekse Hukuk Genel Kurulu'nun bozmasına konu olan 17.3.2004 günlü önceki direnme kararındaki hüküm fıkralarının, temyize konu 14.6.2005 günlü kararın hüküm fıkrasıyla tamamen farklı içerikte bulunmaları karşısında, temyiz incelemesine konu Yerel Mahkeme kararı gerçekte bir direnme kararı niteliğinde olmayıp, Hukuk Genel Kurulu'nun usule ilişkin bozma ilamına uygun şekilde oluşturulmuş, yeni bir hüküm niteliğinde olduğundan, bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kurulu'na değil, Özel Daireye ait olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.