Karşılıklı Boşanma
Davacının barışmadan sonra da sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarını sürdürdüğüne ilişkin tanık beyanı davalı kadından duyuma dayalı olup, bu konuda başkaca bir delil olmadığından; kusur belirlemesine esas alınmaması gerekeceği-
2. HD. 03.05.2018 T. E: 2016/17953, K: 5949-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma isteğinin reddi gerekeceği- Davacının, davalıya ait taşınmaza yaptığı katkıya ilişkin talebinin incelenebilmesinin mal rejiminin sona ermesi halinde mümkün olduğu-
2. HD. 31.05.2018 T. E: 2016/19085, K: 7049-
Affın kabul edilebilmesi için kayıtsız şartsız bir irade beyanının mevcut olması, ya da en azından affı gösterir fiili bir tutum ve davranışın gerçekleşmiş olması gerekmekte olup, ayrıca af olgusunu iddia edenin bunu somut delillerle kanıtlaması gerekip, tanığın dosyada mevcut beyanı affın kabulü için yeterli olarak da kabul edilemeyeceği gibi, taraf beyanları ile de çelişkili olup, davalının sadakatsiz davranışlar içerisine girdiği ve kadına ağır küfürler ettiği anlaşıldığından, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olup, davacının davayı açmakta haklı olduğu-
Bölge adliye mahkemesince yapılması gerekenin; ilk derece mahkemesinin .......... tarihli "Sadâkat yükümlülüğünü ihlâl eden" davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu sayıldığı ilk kararını, yine tarafların ilk istinaf dilekçelerinde belirttikleri istinaf sebepleri ile sınırlı olarak esastan incelemek, bu inceleme yapılırken; boşanma hükmü, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemelerinin istinaf edilmeyerek, nafakalar ve ziynet alacağı davası hakkında verilen hükümlerin ise temyiz edilmeyerek kesinleştikleri gözetilerek bu konularda yeniden hüküm kurmamak, ilk derece mahkemesinin .......... tarihli ikinci ve ........... tarihli üçüncü kararlarının, kesinleşmeyen "Kusur belirlemesi ve tazminatlar" yönünden usûl ve kanuna aykırı oldukları da dikkate alınarak, neticeten davalı erkeğe kusur olarak yüklenen "Sadâkat yükümlülüğünü ihlâl" eyleminin dosya kapsamı itibariyle sabit olup olmadığını tespit etmek ve buna göre davacı kadının tazminat talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurmaktan ibaret olduğu-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı, bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden, boşanma isteğinin reddi gerekeceği-
22. HD. 11.02.2019 T. E: 2016/5586, K: 2963-
Olayda TMK.nun 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakasının takdiri için gerekli “boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olma” ve “kusuru daha ağır olmama” koşullarının davacı kadın yararına gerçekleştiği belirgin olduğundan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.