Davacının satın aldığı bina için ev ve işyeri ihtiyacı nedeniyle açtığı davada, iddianın samimi olduğunun belirlendiği, ihtiyaç duyulan binanın muvazaalı bir satışla alındığı iddiasının tahliye davasının kapsamı içerisinde değerlendirilemeyeceği-
Muvazaa hukuki nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün, davalı alacaklıda olduğu, davalı alacaklının, alacağının, gerçek bir alacak olduğunu, birbirini teyit eden ve takipten önce düzenlenmiş usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekeceği-
6183 sayılı yasaya dayalı olarak açılmış alacak istemi-
İhtiyati haciz kararlarının esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlar olduğu, diğer bir anlatımla ihtiyati haczin 'devam etmekte olan dava sonunda davacının hükmedilecek alacağının tahsilini garanti altına almak için davalının mallarına geçici olarak el konulması' olduğu- Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nısbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmadığı- Dava konusunun aynı ile ilgili olmayan durumda bu malların 3. kişilere devir ve temlikini önleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekmediği için mahkemelerce verilen ihtiyati tedbir kararlarının aslında ihtiyati haciz mahiyetinde sayıldığı ve hüküm kesinleşinceye kadar bir sınırlama yapılmaması gerektiği şeklinde Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin tarafından istikrarlı bir uygulaması da mevcut olduğu; bu nedenle tasarrufun iptali davalarında 'ihtiyati tedbir' talebinde bulunulsa dahi bu istemin 'ihtiyati haciz' talebi olarak (İİK.md.281) değerlendirilmesi gerektiği-
Dava, Rekabet Kurulu Kararı gereği süresinden önce sona eren bayilik sözleşmesi nedeniyle, bakiye süreye tekabül eden intifa bedeli ile bayilik sözleşmesi kapsamında yaptırılan kanopi çatısının bedelinin davalılardan tahsili talebine ilişkindir...
Davacı-karşılık davalı Turcas’ın bu şekilde sahibi olduğu intifa hakkını taraflar arasında düzenlenen işletme sözleşmesi ile davalı-karşı davacı eliyle kullandığı, bağıtlanan işletme sözleşmesinin kapsamı ve yapılacak işin niteliği gözetildiğinde, davacı-karşı davalı lehine taşınmazda kurulan intifa hakkının, süresi itibariyle mülkiyet hakkını zedeleyici ağırlıkta olduğunun kabulünün mümkün olmayacağı, kaldı ki işletme sözleşmesinin feshedilmesinin intifa hakkını ortadan kaldırmayacağının da intifa hakkına ilişkin resmi senette açıkça düzenlendiği, tapuya tescil edilmiş bulunan intifa hakkını sona erdiren haller M.K. 720. maddede açıkça düzenlenmiş olup, somut olayda da intifa hakkının terkinini haklı gösterebilecek bir nedenin varlığının kanıtlanmamış olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekeceği-
“Sanıkların sahip oldukları araç ile bir taşınmazını, alacaklılarına zarar vermek kastıyla devrettikleri” iddiasına karşı, sanıklarca bu işlemlerin “diğer borçlarını ödemek amacıyla yaptıkları”nın ileri sürülmesi ancak, sanıkların bu savunmasının sabit olmaması halinde, isnat edilen İİK.’nun 331. maddesinde düzenlenmiş olan suçun oluştuğunun kabulü gerekeceği-
Feshin geçersizliğine ve işe iadesine-
Sıra cetvelinin düzenlenebilmesi için satış tutarının bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmemesinin gerekeceği-
Davacının davasını, özellikle BK.nun 18. maddesine dayalı olarak açtığını bildirdiği ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında, mahkemece davanın BK.nun 18. (yeni TBK.'nun 19.) maddesi maddesindeki genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirileceği ve iptal kararı verilmesi halinde ise İİK.nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.