Muvazaa sebebine dayanan tasarrufun iptali davası süresince, aciz belgesine dayalı alacak için faiz yürütülmesi gerekeceği–
Trafikte kayıtlı araçların, yapıları itibariyle taşınır mal da olsalar mülkiyetlerinin geçişi taşınır ve taşınmazlardan farklı olarak, özel ve kendine özgü bir düzenleme koşuluna bağlanmıştır. Bunun sonucu olarak alıcı ancak satış senedinde belirtilen hukuki neden gereğince (satış ise satış, bağış ise bağış) aracın mülkiyetini kazanabileceği; eğer bu konuda yanlar arasında bir danışıklılık varsa ve gerçekte bağış olan irade satış gibi gösterilmişse, gerçek iradelerin resmi senette birleşmemiş olması nedeniyle mülkiyetin de geçmeyeceği; yanların gerçek iradeleri ile senede yansıyan iradeleri birleşmediğinden, geçerli hukuki bir sonuç ortaya çıkmış sayılmayacak, delillerin imkân vermesi koşulu ile danışıklı bir işlemin varlığının kabul edilmesinin gündeme geleceği- Bu halin de işlemin iptaline neden olacağı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Üçüncü kişiler tarafından haczedilen mallar paraya çevrilmeden önce, o mal üzerine -o malın aynından kaynaklanmayan- kamu alacağı için haciz konulursa, kamu alacağının İİK’nun 100. maddesindeki koşullar aranmaksızın hacze aynı derecede iştirak edeceği ve satış bedelinin garameten paylaştırılması gerekeceği—
Bedeli mirasbırakan tarafından ödenen ancak tapusu mirasbırakanın bildirdiği kişi (oğlu, kızı vb.) üzerine çıkarılan taşınmaz hakkında, muris muvazaası sebebiyle tapu iptal davası açılamayacağı-
Kadastro tespitine itiraz istemi-
Birleşen davada davacının feragat sözleşmesine dayalı iptal ve tescil isteğinin reddine ve asıl davada işin esasına girilerek davacının çapa dayalı elatmasının önlenmesi ve ecrimisil isteğinin HUMK.nun 74. maddesi uyarınca taleple bağlı kalınarak nizalı olan payları aşmayacak şekilde dava dilekçesinde açıkladığı pay miktarı ve usul hükümleri gözönüne alınarak iddia ve savunmalar çerçevesinde değerlendirilerek davalıların elattıkları taşınmazlar bakımından kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmayacağı, kötüniyet iddiasının 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekeceği, bu gibi halde savunmanın genişletilmesinin söz konusu olmadığı, eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.