Davalı-üçüncü kişi lehine düzenlenen muvazaalı senedin ve yapılan icra takibinin iptali amacıyla açılan tasarrufun iptali davasında, davacının amacı alacağını tahsil etmek olduğundan -İİK.nun 283/I maddesi kıyasen uygulanarak- "dava konusu muvazaalı senet ve bu senede dayalı olarak yapılan icra takibinin -davacının dava konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak- iptaline" karar verilmesi gerekeceği-
Davacının alacağının cari hesap alacağından doğduğu, alacağın gerçek olduğu, haciz tutanaklarının İİK. mad. 105 kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, iptali istenen tasarrufların takip konusu alacaklardan sonra yapıldığı ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmakla, mahkemece dava ön koşulları yönünden itirazın iptaline ilişkin hükmün kesinleşip kesinleşmediği sorularak kesinleşmemiş ise kesinleşmesi beklenerek, kesinleşmiş ise dava koşulları gerçekleşmiş olacağından tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği- Borçlu ile davalının kayınpeder-damat (borçlunun kızı, davalının eşi) olması halinde İİK. mad. 278/3-1, 280/1 gereğince, dava konusu diğer tasarrufun iptli gerekeceği- Davalı vekilinin savunmasından davalının borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu anlaşıldığından ve dava konusu taşınmazın satışına rağmen halen borçlu tarafından bedelsiz olarak kullanılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığından, İİK. mad. 280/1 gereğince davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Muris muvazaası iddialarına karşı murisin sağlığında mirasını paylaştırma amacıyla hareket etmiş olduğunun savunulması karşısında, murisin bütün mal varlığının tespit edilmesinin gerektiği, gerçekleştirdiği bütün kazandırmaların dikkate alınmasının gerektiği ve giderek mirasçılardan mal kaçırma niyetinin olup olmadığının araştırılmasının gerektiği-
Davacı tapu iptali değil sadece tescil davası açmışsa da; Yargıtay’ın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek, davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek olmayacağı-
Davacının çalıştığı süreye ilişkin tüm ihale evraklarının getirtilip dava dilekçesinde iddia edilen muvazaaya ilişkin İş Mahkemesinin dava dosyası da celbedilerek, öncelikle muavazaa hususunun değerlendirilmesi gerektiği; mahkemece muvazaa olmadığı görüşüne varılırsa davanın alt işverene yöneltilerek neticelendirilmesi gerektiği- Davacıya ilişkin kurumca yapılan idari tahkikat evrakları ile davacının da yargılandığı Asliye Ceza Mahkemesinin dosyası ve davacının son duruşmada emsal olarak bahsettiği dava dosyası incelenmeden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunmasının zorunlu olduğu- Davanın sağ kalan eş tarafından açıldığı, miras bırakanın veraset ilamına göre sağ kalan eşin miras payı 1/2 olduğu ve bu pay üzerinden, dava devam ederken ölen eşin mirasçıları olan davacıların mirasçılık belgesindeki miras payları oranında tapu iptali ve tescile hükmedilmesi ve kalan payların kayıt maliki olan davalı üzerinde bırakılması gerekirken yazılı şekilde HMK. mad. 297/2. hükmüne aykırı olarak, infazı mümkün olmayan şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Bedeli paylaşıma konu mal üzerinde haczi ya da rehni bulunmayan alacaklının, sıra cetvelinin iptalini istemekte hukuki yararının olmadığı-
Markaların üçüncü kişilere devrine ilişkin açılan iptal davasında, "davalı borçlunun adına kayıtlı başkaca markaları olup olmadığı, söz konusu markaların değerlerinin bulunup bulunmadığı, elden çıkartılan dava konusu markalar haricinde elinde kalan markalar varsa sermaye büyüklüğüne etkisinin ne olduğu, dava konusu markaların ticari işletmenin mühim bir kısmını teşkil edip etmediği" konusunda bilirkişi raporu alınmaksızın eksik inceleme ve araştırmaya göre karar verilmesinin hatalı olacağı- Dava konusu markaların dava dışı bir başka şirkete devredilmesi halinde, davacı vekiline adı geçen firmanın davaya dahil edilip edilmeyeceği, davaya dahil edilmeyecek ise talebini tazminata çevirip çevirmeyeceği hususunda beyanda bulunmak üzere süre verilmesi gerektiği-
Tapu iptal ve tescil isteği-
Son kayıt malikinin TMK. mad. 1023 anlamında iyiniyetli olmadığına dair bir kanıt ve belgenin dosyaya sunulmadığının anlaşılması halinde son kayıt malikinin TMK. mad. 1023'te ki korumadan yararlanacağı- Akitte gösterilen bedel ile saptanan gerçek bedel arasında fark (aşırı oransızlık) bulunmasının tek başına muvazaanın kanıtı olmayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.