Alacaklı annenin, müşterek çocuk için hüküm altına alınan ve ergin olduğu tarihe kadar devam eden birikmiş “iştirak nafakası” alacağını takibe koyma hak ve sıfatının bulunduğu; babanın çocuğuna bakma yükümlülüğünün onun ergin olması ile sona ereceğini, küçük (çocuk) ergin olduktan sonra eğitimine devam ediyorsa, kendi ihtiyacı için babasına karşı “yardım nafakası” açarak talepte bulunabileceği-
Borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, hakkında başlatılan nafaka ilamına dayalı takip sırasında, gerek maaşından haciz yolu ile yapılan kesintiler ile gerekse takip dosyasına ya da alacaklıya haricen yapmış olduğu ödemeler olduğunu ileri sürerek, takibin iptalini talep ettiği davada, alacaklının cevap dilekçesinde kabul ettiği haricen ödeme ve icra dosyasına borçlunun maaşından haciz nedeniyle yapılan kesintiler ile diğer ödemeler de dikkate alınarak, müşterek çocuğun reşit olduğu tarihe kadar takip öncesi biriken ve takip sonrası işlemiş nafaka ve faizi belirlenerek, şikayet tarihi itibari ile dosya borcunun hesaplanması için Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Müşterek çocuğun okul ve servis giderleri için yaptığı harcamaların davacının iştirak nafakası borcuna mahsuben yapıldığının kabul edilip edilemeyeceği- Davacı "müşterek çocuğunun özel okulda okuyabilmesi ve davalının bu yöndeki talebi üzerine, iştirak nafakası borcundan çok daha fazlasını nafaka borcuna mahsuben ödediğini" ileri sürmüşse de, davalı bu konuda aralarında bir anlaşma olduğu iddiasını kabul etmemiş olduğundan, dava dışı okul ve servis yetkililerine yapılan ve iştirak nafakası borcuyla ilgili herhangi bir açıklama içermeyen dekont ve tanık beyanlarının davacının iddiasına ispata yeterli görülemeyeceği-
Takip dayanağı nafaka alacağı olup işleyen nafaka alacağının adi alacak olmadığı ve borçlunun maaşının haczinin kabil olduğu, bu nedenle işleyen aylık nafakanın tamamı için maaşa haciz konulmasında Yasa'ya aykırılığın olmadığı- Birikmiş nafaka alacağı için ise İİK. mad. 83 uyarınca, borçlunun ve ailesinin geçimi için İcra Müdürlüğü'nce zorunlu olarak takdir edilen miktar tenzil olunduktan sonra kalan bölümün haczedilebileceği-
Takibin salt işlemiş nafaka ve yargılama gideri ile vekalet ücretine ilişkin olmayıp, "aylık işleyecek nafaka"yı da kapsadığı, yine, gerek 818 sayılı gerekse 6098 sayılı Yasalar kapsamında ödemede temerrüde düşüldüğü durumlarda, kısmi ödemeleri (birikmiş bakiye alacak ve işleyecek nafaka dahil) öncelikle ödeme tarihlerine göre biriken faizden mahsup edileceği, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, nafaka alacaklısının alacağına yönelik tahsil talebinde işleyecek nafaka yönünden de talepte bulunmuş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu açık olup, mahkemece; borçlunun şikâyetinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şikayetin kabulü ile icranın tümden geri bırakılmasının isabetsiz olduğu-
Somut olayda davacının bu davadaki amacının, borçlu aleyhinde başlatılan icra takip dosyasındaki alacağının tahsiline yönelik olarak, muvazaalı olduğunu ileri sürdüğü hukuki işlemin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamak olduğu - Yargılama sonunda davaya konu edilen satış işleminin muvazaalı olduğunun kanıtlanması halinde davacının dava konusu maldan alacağın tahsili için yararlanabileceği - Ancak davacının bu hakkının ayni değil, şahsi sonuç doğuracağı, muvazaalı işlemin kanıtlanması durumunda tapunun iptaline değil, İİK'nun 283/1. maddesinin kıyasen uygulanarak, iptal ve tescile gerek olmaksızın taşınmazın haciz ve satışına karar verileceği - Davada güdülen amaç da bu olduğundan, davacının karşılanması gereken bir alacağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi, satış işleminin muvazaalı olup olmadığının araştırılması, bu durumların gerçekleştiğinin anlaşılması halinde ise İİK'nun 283/1. maddesinin kıyasen uygulanmasıyla tapu iptal edilmeksizin davacının alacağını almasını sağlamak için dava konusu taşınmazın haciz ve satışını isteyebilme yetkisi verilmesi yönünde hüküm kurulması gerektiği - Muvazaanın her türlü delil ile ispat edilebileceği - Davalıların kardeş olduğu, davalı X'in 5.10.2018 tarihli ESD araştırması incelendiğinde, ev hanımı olduğu gelirinin olmadığı, üzerine kayıtlı gayrimenkullerin ev ve işyeri olduğu, dava konusu edilen taşınmaza değinilmediği, taşınmazın devir tarihindeki değerinin 118.544,60 TL olmasına rağmen 6.000,00 TL'ye devredilmesi, davalıların kardeş olması sebebiyle davalının iyiniyetinin olmadığı, diğer davalının davacıdan mal kaçırmak amacıyla bu taşınmazı devrettiğini bilebilecek durumda olduğu ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları da göz önünde bulundurulduğunda, davacı tarafın muvazaa iddiasının ispat edildiği -
Borçlu tarafından yapılan tüm ödemelerin –alacaklı tarafça açıkça nafaka dışındaki bir alacağa ilişkin olduğu ispat edilmediği sürece- nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gerekeceği–
‘İlama aykırılık nedeni’ne dayalı şikayetlerin süreye bağlı olmadığı–
12. HD. 31.10.2023 T. E: 7944, K: 6868
"Nafaka borcunu ödememe" suçlarında, şikayet tarihinden geriye doğru birikmiş 3 aylık cari nafaka borcunun ödenmesinin, İİK.nun 354. maddesinin uygulanmasını gerektireceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.