Davalıya ait işyerinde satış müdürü olarak iş sözleşmesi ile çalışan davacı tarafından davalıya verilen bononun teminat senedi olduğu iddiasıyla açılan menfi tespit davasında, her ne kadar davacının şikayetçi olduğu açığa imzanın kötüye kullanılmasına ilişkin suçtan ötürü ceza mahkemesince davalı yönünden beraat kararı verilmiş ise de; tüm dosya kapsamından davacının işyerinde çalıştığı süre, yaptığı iş, dinlenen tanık beyanları, senedin düzenleme, ödeme tarihi ile takibe konulmasına ilişkin aradan geçen üç yıla yakın süre, işyerinde yapılan uygulamalar ve hayatın olağan akışına göre takibe konu senedin, davacılardan işe girerken teminat olarak alınan senet olduğunun anlaşıldığı, belirtilen sebepten ötürü mahkemece davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirdiği-
Dava konusu, davacının açığa imzalı (boş) olarak düzenlediği bononun davalı tarafından doldurulup, davacı aleyhine icra takibine konu edildiği, bu suretle davalının açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçunu işlediği kabul edilerek ceza mahkemesince davalının cezalandırılması yoluna gidilmiştir. Ceza mahkemesi ilamında kabul edilen bu olgu, yani bononun boş olduğu halde davalı yanca haksız olarak doldurulduğu vakıası Borçlar Kanunu’nun 53. Maddesi uyarınca hukuk hakimini de bağlayacağı-
Davalının C.Savcılığı ve mahkemedeki beyanı gözetildiğinde, dava konusu bonodaki veriliş nedeni olan nakden kaydını talil ettiği, bir başka deyişle değiştirdiği anlaşıldığından, davalının “davacı yana nakit para verdiğini” usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerektiği-
Menfi tespit davasının reddine karar veren mahkemenin, borçluyu tazminata mahkum edebilmesi için, alacaklının borçluya karşı bir icra takibi yapmış olması ve borçlunun bu icra takibini durdurulması veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı almış ve bu ihtiyati tedbir kararının uygulanmış- infaz edilmiş olması gerektiği-
Hukuk yargılamasında, kamu düzeninden olan durumlar hariç olmak üzere, taraflar arasında ihtilaf konusu olmayan, diğer bir deyişle tarafların üzerinde anlaştıkları maddi hususların tekrar tartışma konusu yapılarak bu konunun taraflardan ispatlanmasının beklenemeyeceği ve tarafların maddi olgunun tespitine dair kabullerinin hukuk hakimini bağlayacağı, genel kredi sözleşmesinde kefalet limitinin sonradan doldurulduğuna dair maddi olgu tarafların kabulünde olduğundan, bu konudaki ceza yargılamasının sonucunun ve kararın kesinleşmesinin beklenmesine gerek bulunmadığı-
İİK.170/IV uyarınca “imza itirazının kabulüne” karar verilen durumlarda yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda “senetteki imzanın borçlunun elinin ürünü olup olmadığının kesin biçimde saptanamamış olması halinde” icra mahkemesince –kötü niyeti veya ağır kusuru saptanamayan- alacaklı aleyhine ayrıca tazminata ve para cezasına hükmedilemeyeceği-
Şirket temsilcisinin şahsen sorumlu olabilmesi için şirket kaşesi dışında ayrı bir imzasının bulunması gerektiği, somut olayda kambiyo takibine konu edilen bonolarda, senetlerin ön yüzündeki borçluya ait iki imzanın da şirket kaşesi üzerinde olduğu, açıkta imzanın bulunmadığı, bu durumda, muteriz borçlunun takip dayanağı senetlerden dolayı şahsen sorumlu olmadığı sonucuna varılarak borca itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Kambiyo senedinden kaynaklanan borç nedeniyle menfi tesbit istemine ilişkin davada ispat yükü kendisinde olan ve kambiyo senedinin tehdit ile ve anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden taraf olan davacının bu iddiasını kanıtlayamadığı- İcra takibi HMK 209 uyarınca ihtiyati tedbir yolu ile durduruduğundan davalı lehine tazminata hükmedileceği-
Bu itibarla, bonolarla birlikte belgelerin yazıcıdan çıktısının alınması esnasında belge üzerinde önceden imza varsa bu imza üzerinde oluşabilecek toner/kartuş izinden hareketle, belgenin metin kısmının bilgisayarda hazırlanıp yazıcıdan çıktısı alındıktan sonra mı imzalandığı, yoksa bos kâğıda önceden atılan imzanın üst kısmındaki boşluğa denk gelecek şekilde bilgisayardan yazının metin kısmı hazırlandıktan sonra mı yazıcıdan çıktı alındığı-Taraflar arasında daha önceden imzalanan ibraname isimli belgelerdeki davacı ad, soyad, T.C. no, adres yazılı kısım ile bonolardaki yazıların benzer olması nedeniyle, daha önceden imzalanan ibraname isimli belgelerdeki imzalardan yararlanılarak bonoların tanzim edilip edilmediği-Raporlar arasındaki mübayenetin nereden kaynaklandığı hususlarında Üniversite Grafoloji Bölümü, Polis, Jandarma Kriminal Labaratuar Daire Başkanlığı gibi yerlerden rapor alınarak, bonoların tanzim edilmesinde sahte veya şüpheli bir durum olup olmadığı tespit edilerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Açığa imza suretiyle düzenlenen senedin «anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğu» iddiasının yazılı delil ile isbat edilebileceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.