• “1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     “Madde 950 - Yürürlükteki kanunun 864 üncü maddesini karşılamaktadır.

    Maddeyle alacaklıya, zilyedliğinde bulunan ve borçluya ait taşınır eşya ve kıymetli evrak üzerinde kanunî bir rehin hakkı tanınmaktadır. Bunun için alacaklının bu nesnelere borçlunun rızası ile zilyed olması, borcun muaccel olması, borç ile bu nesneler arasında bir irtibatın olması şartları aranmıştır. Ticarî ilişkilerden tacirler arasında doğan alacaklarda bu irtibat karine olarak varsayılmıştır. Son fıkra ile iyiniyetin korunabildiği hâllerde (m. 988 ve 990) alacaklıya borçluya ait olmayan taşınır nesneler üzerinde de hapis hakkı (Rettentionsrecht) tanınmıştır. Maddeyle hapis hakkı ile alacaklıya tanınan hak ‘hapsetme’ şeklinde ifade olunmuşsa da, alacaklıya tanınan yetki aşağıdaki madde hükmünde de açıklandığı gibi sadece eşyayı vermekten kaçınma değil, teslime bağlı rehin hükümlerine göre rehin konusunu paraya çevrilmesini isteme hakkı da vardır.”



  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     

    ‘Madde 868 - Madde, yürürlükteki kanunun 864. madde-sini karşılamaktadır. Hüküm değişikliği yoktur. Madde, üç fıkra hâlinde düzenlenmiştir.’:

     

    “B. Hapis hakkı

    I. Şartları

    Madde 868 - Alacaklı, borçlunun rızası ile zilyedi bulunduğu borçluya ait taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibariyle bu eşyanın alacakla bağlantısı bulunması hâlinde, borç ödeninceye kadar hapsedebilir.

    zilyedlik ve alacak ticarî ilişkiden doğmuşsa tacirler ara-sında bu bağlantı var sayılır.

    Alacaklı, borçluya ait olmayan taşınırlar üzerinde de zil-yedliğin iyiniyetle iktisabının korunduğu ölçüde hapis hakkına sahip olur.”


  • “1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     

    ‘1) Terim ve ifade: 864-867 nci maddeler birçok noktalarda (elden rehin) kurallarına bağlı olan (alıkoyma hakkı) nı düzenlemektedir. Yürürlükteki metinde buna, (hapis hakkı) denilmiştir. (Hapis) kelimesi Ceza Hukukunda bir terim olarak yerleşmiş ve halk arasında da bu anlamda kullanılagelmekte olan bir terim olduğundan, oysa bu maddelerde böylece cezaî bir nitelik bulunmadığından terim, (alıkoyma hakkı) olarak değiş-tirilmiş, kenar başlıkta ve maddelerde bu yeni terim kullanıl-mıştır. Çünkü burada alacaklının, taşınır bir malı, kanunda yazılı şartlar dairesinde, kendi alacağını alıncaya kadar, elinde alıkoyması sözkonusudur. Bu hak adeta sonradan meydana gelen (kanunî bir rehin hakkı) niteliğini taşır. Maddenin öteki terimleri yukarıki maddelere uygun duruma getirilmiş, ifade sadeleştirilmiştir.

    2) Biçim değişikliği: Ayrı ayrı üç kuralı kapsayan bu madde, İsviçre aslında olduğu gibi üç bağımsız fıkra haline konulmuştur.

    3) Hüküm değişikliği, yoktur.’:

     

    “B. Alıkoyma hakkı

    I. Şartları

    Madde 864 - Borçlunun bir taşınırına veya kıymetli evra-kına onun rızasiyle elmen bulunan alacaklının, eğer alacak ivedili ve niteliği bakımından o eşya veya evrakı ile ilgili ise, alacağını elde edinceye değin onları kendine alıkoyma hakkı vardır.

    Elmenlik ve alacak, tüccarların ticaret işlemlerinden doğ-muşsa, bu bilgi varsayılır.

    Alacaklı iyiniyetle elmen olmuşsa alıkoyma hakkı, o şey borçluya ait olmasa bile yine vardır; şu kadar ki üçüncü kişilerin daha önceki elmenlikten doğan hakları saklıdır.”