• «1998 ve 1999 Tasarısı»ndaki Gerekçe

     «Madde 558 - İptal sebepleri bir önceki maddede düzenlenmiş olduğundan, burada sadece iptal davası hakkı bir bütün olarak ele alınmıştır.

    Maddenin birinci fıkrası yürürlükteki Kanunun 499 uncu maddesinin son fıkrasını karşılamaktadır. Yürürlükteki Kanunun 499 uncu maddesinin son fıkrasında mirasçılara tanınmış olan iptal davası hakkı, «tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunma» koşuluna bağlanmıştır. Aynı koşul vasiyet alacaklıları için de söz konusu olacaktır.

    Maddenin ikinci fıkrasında iptal davasının tasarrufun tamamına yönelik olmasının şart olmadığı hükme bağlanmıştır.

    Maddenin son fıkrası yürürlükteki Kanunun 500 üncü maddesinin ikinci fıkrasını karşılamaktadır. Bu fıkra, vasiyetin düzenlenmesine katılanlara kazan-dırma yasağının yaptırımını düzenlemektedir. Bu yasak vasiyetin düzenlenmesine katılanlara kazandırma yapılmasıyla ilgili olup, madde bu durumda vasiyetin değil, sadece yapılan bu kazandırmanın iptaliyle yetinilmesini öngörmektedir. Bu hükümle ölüme bağlı tasarrufları yaşatma (favor testamenti) ilkesinin bir uygulaması öngörülmüştür. Bu fıkrada, yürürlükteki 500 üncü maddenin ikinci fıkrasından farklı olarak «vasiyetnamenin tanzimine iştirak edenlere veya aileleri efradından birine» deyimi yerine «ölüme bağlı tasarrufla kendilerine, eşlerine veya hısımlarına kazandırma yapılanlar» ifadesi kullanılmıştır.



  • «1984 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘Madde 482 - Bir önceki madde gerekçesinde açıklandığı üzere iptal sebepleri orada düzenlediği cihetle bu maddede iptal dâvası hakkı bir bütün olarak düzenlenmiştir.

    Maddenin birinci fıkrası, yürürlükteki kanunu 499. maddesinin son fıkrasını karşılamaktadır ve esasa ilişkin bir değişiklik yapılmamıştır.

    İkinci fıkrada, iptal dâvasının, ölüme bağlı tasarrufun tamamına yönelik olmasının şart olmadığı açıklığa kavuşturulmuştur.

    Üçüncü fıkra, yürürlükteki Kanunun 500. maddesinin ikinci fıkrasını karşılamaktadır. Esasa ilişkin bir değişiklik yoktur. «Aile efradı» deyimi yerine «hısımlarına veya eşlerine» deyimi kullanılmıştır.’:

     

    «II. Dâva hakkı

    Madde 482 - İptal dâvası, tasarrufun iptal edilmesinde yararı bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısı tarafından açıla-bilir.

    Dâva, ölüme bağlı tasarrufun tamamının veya bir kısmının iptaline ilişkin olabilir.

    İptal dâvası, ölüme bağlı tasarrufla kendilerine, hısımlarına veya eşlerine kazandırma yapılanların tasarrufun düzenlenmesine katılmalarının yol açtığı şekil sakatlığına dayanı-yorsa, tasarrufun tümü değil yalnız bu kazandırmalar iptal edilir.»


  • «1971 Tasarısı»ndaki Gerekçe:

     

    ‘1) Terim ve ifade: Terimler evvelce kullanılmış olan terimlere uygun duruma getirilmiş, ezcümle «teberru» terimi yerine «kazanç» veya «kazandırma» terimleri konulmuştur.

    2) Biçim değişikliği: Bu maddede, 499 ncu maddenin gerekçesinde açıklanan sebeplerle aktarmalar ve eklemeler ol-duğu için maddenin gerek kenar başlığında ve gerek metninde değişiklikler yapılmış, yürürlükte bulunan 500 ncü madde üç fıkra olduğu halde ön tasarda bu madde dört fıkra haline gel-miştir. (II rakkamını taşıyan kenar başlık ise, maddenin metnine uydurulmak için «dava hakkı ve geçersizliğin sonucu» biçiminde konulmuştur.

    3) Hüküm değişikliği: Ön tasarının 500 ncü maddesi geçersizlik davasının kimler tarafından, kimlere karşı açılabileceğini ve mahkemece verilecek geçersizlik kararından doğan sonuçları düzenlemektedir. Bu maddenin birinci fıkrası, yürürlükteki metnin 499 uncu maddesinin son fıkrasından aktarılmak suretiyle hazırlanmış, ancak bu fıkraya, geçersizlik dava-sında kimlerin hasım gösterilebileceği hususu eklenmiştir. Vasiyeti yürütüm görevlisine karşı tasarrufun iptali davasının açılıp açılmayacağı konusundaki tereddütleri kaldırmak için, yürütüm görevlisinin de davada hasım gösterilmesinin bu mad-dede açıkça belirtilmesi uygun bulunmuş ve birinci fıkra ona göre kaleme alınmıştır. İkinci fıkra yürürlükteki metnin ikinci fıkrasının -bazı ifade değişiklikleriyle- aynıdır.

    Ön tasarının üçüncü fıkrası mirasçılardan yalnız birisi tarafından açılan iptal davası sonucunda verilen geçersizlik kararının öteki mirasçılar için de sonuç doğurup doğurmayacağı sorununu çözüme bağlamış ve bu konudaki tereddütü kaldırmıştır. Gerçi özel hukukta esas olan kural, hukuk davalarında verilen kararların ancak davada taraf olanlar hakkında sonuç doğurmasıdır. Bununla birlikte burada özel bir durum vardır. Mirasçılar arasında bir nevi ortaklık mevcuttur. Bu sebeple bunlardan birinin ölüme bağlı tasarruf hakkında mahkemeden alacağı geçersizlik kararının öteki mirasçılar hakkında da sonuç doğurması daha uygun görülmüş ve maddenin üçüncü fıkrası öylece kabul edilmiştir. Geçersizlik kararının geriye yürüyüp yürümemesi (makable şamil olup olmaması) konusunun da açıkça çözüme bağlanması ve doktrine ve içtihatlara bırakılmaması uygun görülerek maddenin son fıkrasında «geçersizlik kararının geriye yürüyeceği» esası kabul olunmuştur. Ölüme bağlı bir tasarruf hakkında geçersizlik kararı verilince bu kara-rın kesinleştiği tarihe kadar tasarrufu geçerli saymak, ondan sonra geçersiz saymak, yani iki türlü hukukî sonuca bağlamak doğru olamaz. Esasen geçersizlik sebebi, tasarrufun yapıldığı anda mevcut bulunduğundan, geçersizlik kararının geriye yürü-mesi tabbii ve zorunludur. Bu noktanın son fıkrada açıklanmasının sebebi budur.’:

     

    «II. Dava hakkı ve geçersizliğin sonucu

    Madde 500 - Geçersizlik davası, tasarrufun geçersiz kılınmasında mirasçı veya belli mal bırakılan sıfatıyla yararı bulunanlarca tasarrufla kendilerine kazanç sağlanan kişilere, eğer varsa, vasiyeti yürütüm görevlisine karşı açılır.

    Geçersizlik davası şekil noksanına dayanılarak açılmış olup da bu noksan ölüme bağlı tasarrufla kendilerine veya hısımlarına kazanç sağlanan kimselerin bu tasarrufun düzenlenmesine katılmalarından ibaret bulunmuşsa, tasarrufun tü-mü değil, yalnız bu kazandırmalar geçersiz kılınır.

    Geçersizlik davası sonuda verilen karar yalnız davada taraf olanlar hakkında değil, geçersizlikte yararı olan bütün ilgililer hakkında sonuç doğurur.

    Geçersizlik kararı geriye yürür.»