a)Bir banka; 10.06.2011 tarihinde düzenlediği 1’inci kredi sözleşmesi ile bir müşterisine (şirkete) 1.000.000,00 TL limitli, 02.07.2012 tarihinde düzenlediği 2’nci kredi sözleşmesi ile 900.000,00 TL limitli ve -2,5 yıl sonra- 22.01.2015 tarihinde düzenlediği 3’üncü kredi sözleşmesi ile de -ayrıca kredi müşterisinden aynı tarihte şirket ortaklarının da ‘kefil’ olarak imzaladığı, 3’üncü kredi sözleşmesinde öngörülen limit tutarında bir de senet (bono) alarak- kredi müşterisine 1.250.000,00 TL kredi kullandırır, 3’üncü kredi sözleşmesinde kullandırdığı kredi borcunun ödenememesi üzerine, almış olduğu 1.250.000,00 TL bedelli senedi ‘asıl borçlu şirket’ ve ‘kefilleri’ hakkında icraya koyar ancak dosya borcunu bu kişilerden tahsil edememesi üzerine, senette ‘kefil’ olarak imzası bulunan kişinin –senedin ve kredi sözleşmesinin düzenlendiği tarihten (22.01.2015) daha önce (12.01.2015 tarihinde) yengesine yapmış olduğu taşınmaz satışının –kendisi bakımından- iptali için “tasarrufun iptali davası” (İİK. m.277 vd.) açar ve bu davada -“bu sözleşmelerden dolayı ödenmemiş kredi alacağı bulunduğunu” iddia etmeksizin- “davalı kefilden olan alacağının doğum tarihinin 1’inci ve 2’nci kredi sözleşmelerinin düzenlendiği 10.06.2011 ve 02.07.2012 tarihleri olduğunu” ileri sürerek “12.01.2015 tarihinde yapılmış olan satış işleminin (tasarrufunun) iptalini” isteyebilir mi?

b)Tasarrufun iptali davası sırasında, davalı-üçüncü kişi tarafından dava konusu taşınmaz –tapu kaydında taşınmazın devrini önleyen bir ‘ihtiyati tedbir’ bulunmadığından- dördüncü kişiye üzerindeki ‘bir banka lehine önceden kurulmuş olan 2.500.000,00 TL bedelli ipotekle birlikte (yükümlü olarak) tapuda ‘satış bedeli olarak’ 60.000,00 TL gösterilerek devredilir ve -dava konusu taşınmazın üzerindeki bu ipotek miktarı dikkate alınmaksızın- “taşınmazın devir tarihindeki değerinin 750.000,00 TL olduğunu” tespit eden ve davacı bankanın tasarrufun iptali davasını kabul eden mahkemenin “tasarrufun iptali davasının bedele dönüştüğünü (İİK. m.283/II)” ileri sürerek “dava konusu taşınmazın dava dışı üçüncü kişiye (dördüncü kişi olması lazım) devir edilmiş olması nedeniyle bu tarih itibariyle belirlenen değeri 750.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere, davacıya İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takibe konulan asıl alacak ve fer’ileriyle sınırlı olmak üzere cebri icra yapma yetkisi verilmesine” (yani ‘750.000,00 TL’nin davalı üçüncü kişiden tahsili ile davacı bankaya ödenmesine’)  karar verirse, bu karar isabetli sayılır mı?


a-I- Bilindiği gibi; tasarrufun iptali davalarında “davanın kabulüne” karar verilebilmesi için;

-Takip konusu alacağın, iptali istenen tasarruftan önce doğmuş olması ...