KONU: Tasarrufun İptali Davası (İİK.m.270 vd.)

03.02.2006 tarihinde, satış bedeli tapuda 30.000 TL olarak gösterilerek gerçekleştirilen satıştan sonra, satış bedeli olarak düzenlendiği ileri sürülen ve ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmemiş olan 28.03.2010 keşide tarihli 39.900 TL bedelli çeke dayalı olarak 07.10.2016 tarihinde yapılan  “genel haciz yolu ile ilamsız takibe” taşınmazı satın almış olan borçlunun süresi içinde yaptığı itiraz üzerine, icra takibinin durmasından sonra, 05.04.2017 tarihinde  taşınmazı satın almış olan borçlunun süresi içinde yaptığı itiraz nedeniyle, icra takibinin durmasından sonra, 05.04.2017 tarihinde alacaklının açtığı ‘itirazın iptali davası’nda, davalı-borçlunun ‘cevap dilekçesi’nde ileri sürdüğü ‘zamanaşımı itirazı’ hakkında mahkemece ne doğrultuda karar verilmesi gerekir ?

Ayrıca; 03.02.2006 tarihinde tapuda 30.000 TL olarak gösterilen satış nedeniyle, alıcıdan 28.03.2010 keşide tarihli bir çek alınıp bu çekin süresinde bankaya ibraz edilmeyerek 07.10.2016 tarihinde ‘genel haciz yolu ile ilamsız takibe’ konu edilmesi ve alıcı tarafından, kendisine gönderilen ‘Örnek No:7 Ödeme Emri’ ne itiraz edilmesi üzerine, alacaklı-satıcı tarafından 05.04.2017 tarihinde ‘itirazın iptali davası’ açılması, “hayatın olağan akışına uygun bir davranış” mıdır ?


I-Bilindiği gibi, Borçlar Kanunumuz ‘borcu sona erdiren sebepler’ arasında zamanaşımına da yer vermiştir. Borcu sona erdiren yaygın bir sebep olması sebebiyle bu konu diğer sona erme sebeplerin ...