Poliçe teminat süresi içerisinde murisin vefat etmesi üzerine, poliçe teminatının ödenmesi için davalıya yapılan başvuru, "murisin yirmi yıl önce bir kalp rahatsızlığı geçirdiğini bankadan gizleyerek beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı" gerekçesiyle reddedilmiş olup, Adli Tıp Kurumundan bir heyet raporu aldırılarak "sözleşme anında sigortalının savunmada geçen hastalığının bulunup bulunmadığı, sigortalı murisin tedavi gördüğü ve gizlendiği iddia edilen hastalıkla ölüm rizikosu arasında doğrudan illiyet bağının olup olmadığı, hastalığın gizlenip gizlenmediği", başka bir anlatımla "ölümün gizlenen hastalıktan meydana gelip gelmediği" tespit ettirilerek bir değerlendirme yapılması gerektiği- "Kredi sözleşmesinde müteveffanın hayat sigorta yaptıracağının düzenlenmiş olması ve kredi sözleşmesinin yapıldığı banka şubesi tarafından düzenlenen kredi hayat sigortaları başvuru formunun matbu olarak düzenlenerek müteveffanın kimlik bilgileri dışında diğer kısımların doldurulmamış olması da değerlendirildiğinde, sigorta ettirenin ihtiyaçlarından ziyade kredi veren kurumun, bankanın ihtiyaçları ve zorlaması ile ortaya çıkan bir sözleşme söz konusu olduğundan sözleşmelerde görülen irade özgürlüğü bulunmadığı, ayrıca eksik beyanda bulunulması hâlinde sigortalının hangi yaptırımlara maruz kalacağının kendisine bildirilmemesinin bilgilendirme yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiği, sigorta dosyasında yer alan bilgilendirme formunun müteveffa sigortalının imzasını taşımadığından, sigortalının beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca kabul edilmediği-
Bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen rapora itibar edilerek "mütevvefanın bilmediği bir hastalık ile ilgili beyanda bulunmasının mümkün olmadığı, davacıların dava tarihi itibarıyla alacağının olduğu" sonucu ile davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, murise ait eksik kalan tüm tedavi ve hastane kayıtlarının ilgili yerlerden getirtilmesi; davacılar murisinde poliçe tanziminden önce teşhisi konulan kanser hastalığı konusunda uzman onkolog ve kardiyolog doktor bilirkişilerin de yer aldığı heyetten, kanser hastalığı teşhisi ile ölüm nedeni arasında illiyet bağı olup olmadığının tespiti için ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Murisin; sigorta şirketi ile arasında düzenlenen hayat sigortası sözleşmesi devam ederken, başvuru formunda kendisine sorulan sağlığıyla ilgili sorulara "hayır" cevabı vermesi ve bu beyanları imza ile tasdik etmesine rağmen ölüm belgesinde çeşitli rahatsızlıkların sebep gösterilmesi halinde, öncelikle mahkemece ATK’dan bir heyet raporu aldırılarak sigortalı murisin tedavi gördüğü ve gizlendiği iddia edilen hastalıkla ölüm rizikosu arasında doğrudan illiyet bağının olup olmadığının (ölümün gizlenen hastalıktan meydana gelip gelmediğinin) tespit edilmesi gerektiği-
Sağlık sigorta poliçesi kapsamında davacı tarafından ödenen tedavi gideri bedelinin, poliçe özel şartları gereği davalılardan tahsili istemi-
Hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin davada, sigorta poliçesinin başlangıç yılı 2011 olup; murisin 2004 yılından beri karaciğer ile ilgili olan HBV B(+) hastalığı sebebi ile takip edildiği, 2012 yılında yapılan testler neticesinde karaciğer fonksiyonlarının normal olduğu, 2013 yılında yaptırılan testlerin de HBV'nin negatif olarak belirlendiği, sigorta poliçesi imzalanırken “Karaciğer hastalığınız var mı” sorusuna “Hayır” denildiği- Mahkemece sigortalının poliçe düzenlenmeden önce mevcut olduğu tespit edilen hastalıklarını, davalı sigorta şirketine "bildirmemesi konusunda kasıtlı olup olmadığı", bu hastalıklarını "beyan etseydi ödemesi gereken primin artıp artmayacağı", "ne kadar prim ödediği" hususunda araştırma yapılıp, beyan yükümlülüğüne aykırılığın mevcut olup olmadığına karar verilmesi gerektiği-
  • kayıt gösteriliyor