Gemi taşıma sözleşmesinden doğan tazminat istemi ile navlun bedelinin iadesi istemine ilişkin davada, hasarın yükleme ile birlikte davalıya (ister üst taşıyan kabul edilsin, ister taşıma işleri komisyoncusu kabul edilsin) geçtiğine ve taşıma sırasında gerek yükten, gerekse navlun bedelinden dolayı davacı taşıtanın aktif husumet ehliyetinin bulunmadığına karar verilmesi  doğru mudur?
Taşıma tarihinde yürürlükte olan 6762 s. TTK. mad. 119 uyarınca; acentenin, aracılıkta bulunduğu veya akdettiği mukavelelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili namına yapmaya ve bunları kabule salahiyetli olduğundan, bu mukavelelerden çıkacak ihtilaflardan dolayı acentenin, müvekkili namına dava açabileceği gibi kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabileceği- Davacı vekilinin hem dava dilekçesinde, hem de duruşma tutanağına yansıyan beyanıyla, asıl taşıyıcıya izafeten acentesi olan davalıya karşı yargılamaya devam edilerek delillerin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Çarter parti sözleşmesi hükümlerinin konşimento hamili davacı gönderilene uygulanması için, konşimentoda çarter partiye atıf yapılmasının yeterli görülmediğine ilişkin TTK'nın 1237/3 maddesindeki açık düzenlemeye rağmen; çarter parti hükümleri içerisinde yer alan tahkim şartına ilişkin hüküm davacıyı bağlamayacağı halde, görev itirazının reddi ile işin esasına girilerek inceleme yapılması gerekirken, tek başına konşimentodaki atıf yeterli görülerek, çarter parti sözleşmesindeki tahkim şartının davacıyı bağlayacağı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
  • kayıt gösteriliyor