Murisin 03.03.1992 tarihinde Suriye vatandaşı olarak vefat ettiği, davalı mirasçılarının ise Türk vatandaşı olduğu, bu nedenle haklarında bahsi geçen kısıtlamaların uygulanamayacağı - TMK’nın 599 uncu maddesi uyarınca davalı Türk vatandaşı mirasçıların, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak ve kanun gereğince kazandıkları - TMK 705 gereğince mirasçıların terekeye dahil taşınmaz mallar üzerindeki mülkiyet hakkına tescilden önce sahip oldukları, dolayısıyla 1062 sayılı Kanun ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan kararnamelerle getirilen sınırlamaların iradi tasarruflara ve muvazaalı işlemlere yönelik olduğu, Suriye uyruklu kişilerden Kanun gereğince miras hakkı kazanan Türk vatandaşlarının miras haklarına herhangi bir sınırlandırma getirilmediği, dolayısıyla özel daire bozma kararına uyulması gerektiği-
Geçerli bir vasiyetname olmasına rağmen vasiyetname içeriğinin saklı payları ihlal edip etmediği belirlenmeden, tenkis talebini, sırf geçerli vasiyetnamenin varlığı nedeni ile reddetmenin uygun olmayacağı-
Vasiyetname ile davacının saklı payına tecavüz olup olmadığı araş-tırılmadan tenkis talebi hakkında karar verilemeyeceği -
Vasiyetçinin tüm terekesini davalıya bağışlamış olması halinde, onu mirasçı nasbetmiş sayılacağı, davacılara açtıkları tenkis davasında, saklı payları oranında pay verilmesi gerekeceği -
Ölüme bağlı tasarrufların ifa edilmeden de, tenkisinin istenebileceği -
«Tenfizi bağışlayanın ölümüne bağlı» (bağışlayanın ölmesi halinde sonuç doğuran) bağışlamaların, «saklı payı ortadan kaldırma kasdı» aranmaksızın tenkise tâbi olduğu -
Miras bırakanın, henüz evlenmeden önce bulunduğu bağış hakkında, sonradan evlendiği karısının saklı payını ortadan kaldırma kasdı ile hareket ettiğinin ileri sürülemeyeceği -
Tasarruf nisabı içinde kalan vasiyetin tenkise tâbi olmadığı -
  • 1
  • 2
  • kayıt gösteriliyor