Vadesi gelmemiş borçla ilgili ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için borçlunun muayyen yerleşim yeri bulunmaması, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması yahut kaçması ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunması gerektiği- Davalı kurumun yapısı, herkesçe bilinen malvarlığı ve kamu yararına çalışan dernek olması hususları göz önünde tutulduğunda İİK. mad. 259/2. ve 3 uyarınca teminattan muafiyet şartlarının gerçekleşmediği ve HMK. mad. 87 gereğince teminat alınması zorunlu olduğu halde, teminat alınmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesi ve itiraz üzerine itirazın reddedilerek kaldırılmamasının hatalı olduğu- İhtiyati haczin hüküm kesinleşinceye kadar devamına kararının bozulmasının uygun görülmediği-
Bankalarca verilen çek defterlerinden kullanılıp karşılıksız kalan her bir çek yaprağı için bankanın ödemek zorunda olduğu zorunlu karşılık tutarlarının 5941 Sayılı Yasa'nın 3. maddesinde düzenlenmiş olduğu ve bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış dönülemeyecek nitelikte bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmünde olduğu- Alacaklı bankanın para alacağının yanında teminat alacakları için de ihtiyati haciz talebinde bulunabileceği-
İhtiyati haciz kararı verilmesinde mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmadığı, yaklaşık ispat ölçülerinde ispatın yeterli olduğu, asli müdahilin davasını şirket müdürünün sorumluluğu esasına dayandırdığı, haksız fiilden doğan borçların haksız fiilin işlendiği ülke hukukuna bağlı olduğu, haksız fiilin işlendiği yer ile zararın meydana geldiği yerin farklı ülkelerde olması halinde zararın meydana geldiği ülke hukukunun uygulanacağı,ihtiyati haciz kararına itiraz nedenleri arasında zamanaşımı itirazının bulunmadığı-
Teminatın, sadece borçlunun ihtiyati haciz nedeniyle uğrayacağı zararlar için değil, üçüncü kişilerin de uğrayacakları zarar için gösterilmesi gerektiği - Dava konusu olayda, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece, teminat alınmadan ihtiyati haciz kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İİK. mad. 301/II gereğince konkordatonun reddi halinde teminatsız ihtiyati haciz kararı verileceği, kanunda açıkça tanınan istisnalar dışında teminat gösterilmeksizin ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği, itirazın iptali istemli davada, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirmekte olduğundan mahkemece, teminat alınmadan ihtiyati haciz kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Rusya ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyet olup olmadığı araştırıldıktan sonra yok ise icra takibi yapan alacaklının teminat yatırması gerektiğine karar verilmesi gerektiği- İİK.nun 68. maddesine dayalı itirazın kaldırılması isteminin inceleme görevinin icra mahkemesine ait olduğu-
Alacaklının tabiiyetinde bulunduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyet olup olmadığı araştırıldıktan sonra alacaklının teminat yatırmasına karar verilmesi gerekeceği-
Yabancı alacaklının Türkiye’de icra takibi yapabilmesi için teminat gösterme yükümlülüğünün istisnasının alacaklının tabiyetinde bulunduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyetin bulunması olduğu-
Kamu bankalarının yanı sıra Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu gibi kamu tüzel kişiliği olan bir kurumun dahi ihtiyati haciz taleplerinde teminat aranmayacağı, ancak Özel kanun hükümleri ile yapılan düzenlemeler sayesinde mümkün hâle gelmişken, özel hukuk tüzel kişisi olan bir bankanın, teminat mektubunun mahiyetiyle bağdaşmayan bir yorumla teminattan muaf tutulmasının kabulünün mümkün olmayacağı-
Banka vekilinin ihtiyati haciz kararı alabilmek için kendi bankasına ait teminat mektubunun, teminat olarak kabulünü isteyemeyeceği–