Dava açılmadan önce talep edilen ve değişik iş dosyası üzerinden karara bağlanan ihtiyatî tedbir veya ihtiyatî haciz talepleri hakkında, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı- Zorunlu arabuluculuk kapsamında olan bir uyuşmazlık söz konusu olsa dahi arabulucuya başvurulmadan doğrudan değişik iş dosyası üzerinden geçici hukukî koruma talep edilebileceği, ancak, dava ile birlikte talep edilen ve esas dosyası üzerinden karara bağlanan ihtiyatî tedbir veya ihtiyatî haciz taleplerinin ise, dava şartı olan arabuluculuk bakımından asıl davaya tâbi olduğu- Zorunlu arabuluculuğa tabi bir davada, arabulucuya başvurmadan tedbir talepli olarak dava açılmışsa, mahkemenin davayı usulden reddetmesi ve aynı gerekçeyle tedbir talebini de reddedilmesi gerektiği- Esas hakkındaki dava için zorunlu olan arabuluculuk dava şartından, bu dava içerisinde istenilen geçici hukukî himaye talepleri de etkileneceği- Eldeki çek istirdatına ilişkin davanın dava şartı (zorunlu) arabuluculuk kapsamında kaldığı ve esas hakkındaki dava için zorunlu olan arabuluculuk dava şartından, bu dava içerisinde istenilen geçici hukukî himaye talepleri de etkileneceğinden, Mahkemece dava şartı olan arabuluculuk yönünden bir inceleme ve araştırma yapılmadan, bu konuda bir karar verilmeden, tedbir taleplerinin esasının incelenmesinin usûl ve yasaya aykırı olduğu-
Dava konusu çeke hamil olarak görünen davalı bankanın çeki iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispat yükü davacı tarafa ait olup, dava konusu çekin davacının çalınan çeklerinden biri olduğunun belirlenmesi ve bu kapsamda zayi nedeniyle çek iptali davasının açılmış olması, davalı bankanın çeki iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunun ispatı için yeterli olmadığı- Neticeten, iddia, savunma, taraflarca sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı itibariyle 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi (6762 sayılı TTK m. 704) kapsamında davalı bankanın çeki iktisabında kötü niyetinin yahut ağır kusurunun bulunup bulunmadığı değerlendirilerek hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde sahtekarlık (tahrifat) iddiası mutlak def’i olduğu ve mahkemece bu iddia incelenmesinin gerektiği- Takip dayanağı olan çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı iddiası davacı ciranta tarafından alacaklı hamile karşı ileri sürülmüş olup, keşideci tarafından ileri sürülmese dahi çekin geçerliliği mutlak def’i mahiyetindeki bu iddiaya bağlı olduğundan ciranta tarafından ileri sürülebileceği-
Ceza davasına konu olan olayın bir aracın içinde oturan çocuk ve araçtaki diğer eşyalarla birlikte çalınıp kaçırılması ve daha sonra çocuğun indirilip araçtaki eşyaların alınması şeklinde gerçekleştiği, bu eşyalar arasında davaya konu edilen çekin de bulunup bulunmadığının değerlendirilmediği, basiretli bir tacirin ciro edilip imzalanmış vaziyette bir müşteri çekini araç içinde bırakmasının hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı ve inandırıcılığının değerlendirilmesi gerekeceği, çeke ciro yoluyla hamil olan davalının kötüniyetli hamil olup olmadığı, çekin çalıntı olduğunu bilerek eline geçirdiği hususlarının değerlendirilmesi gerekeceği-
Çalıntı çekin hâmilinden ancak hâmilin -çeki edinirken- “kötüniyetli” veya “ağır kusurlu” olduğunun kanıtlanması halinde geri alına-bileceği-
Zilyedinin rızası dışında elinden alınan hâmile yazılı çekin, çek hâ- mili tarafından kötüniyetle devralındığı kanıtlanmadıkça, geçersizliğinden bahsedilemeyeceği-
Anonim şirket tarafından çıkarılmış bulunan hâmiline yazılı pay senetlerinin, gerçek hak sahiplerinden başkalarına dağıtılması halinde, hak sahiplerinin -bu konuda Ticaret Kanununda özel bir düzenleme bulunmadığından- MK. 981 (ve 990, 991)’e göre dava açabilecekleri-
Hâmiline yazılı tahvilleri iyiniyetle edinmiş olan kişiye karşı, istih-kak davası açılamayacağı-
  • kayıt gösteriliyor