06.07.2020 tarihli hükümde her ne kadar kararın 8 gün içinde temyiz edilebileceğine karar verilmiş ise de, HMK 448 gereğince temyiz süresi iki hafta olduğu- 3561 sayılı Kanuna göre yönetim kayyımı atanması gerekirken, TMK’nın 427. maddesi gereğince temsil kayyımı atanmasının hatalı olduğu-
6102 sayılı TTK’nın 28. ve devamı maddeleri uyarınca tescil isteminin ilgililer tarafından yetkili sicil müdürlüğüne yapılıp, sicil müdürlüğünce verilecek karara karşı, tebliğinden itibaren sekiz gün içinde, sicilin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz etmek gerekirken davacı tarafından doğrudan dava açılmış olup şirkette ortaya çıkan genel kurulların sıhhatine ilişkin bu durumun giderilmesi gerekeceği, bu nedenle de asıl ve birleşen davanın çözümü hangi genel kurulun sahih olup olmadığına bağlı olduğundan mahkemece, ............ tarihli genel kurul toplantısı ile ilgili olarak açılan ................ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ............ E. sayılı davasının, ............. tarihli genel kurulla ilgili olarak açılan ............. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ................. E. sayılı davanın sonucu beklenerek, asıl ve birleşen davaların karara bağlanması gerektiği-
Davacı ... tarafından ecrimisil talepli dava açıldıktan sonra, yargılama sırasında kayyım atanan kişinin mirasçıları tarafından tapuda intikal işlemi gerçekleştirildiği gibi kayyımlık kararının da kaldırıldığı ve kayyımın görevinin sona erdiği hususlarının dosya kapsamı ile sabit olduğu, dava tarihi itibarıyla kayyımın davayı açmaya ehil olduğu, ancak dava görülürken taşınmazın mirasçılara tapuda intikal ettiği ve kayyımlık kararının mahkeme kararıyla kaldırıldığı ve temsil sona erdiğine göre, tapu maliklerinin mirasçılarına davanın resen ihbar edilmesi ve davayı takip edip etmemelerine göre bir karar verilmesi gerekirken, bundan zuhul ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Davacılar tarafından 3561 sayılı Yasa uyarınca Kayseri Defterdarının kayyım olarak atanmasının istenildiği, bahsi geçen Kanun uyarınca Hazinenin hak ve menfaatinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, bu kapsamda kayyımdan delillerinin sorulup toplanması ve tüm deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- HMK 320/1'de “mümkün olan hâllerde” taraflar duruşmaya davet edilmeksizin karar verileceği düzenlenmişse de, dosyada mevcut delillerin karar verilmesine yeterli görülmediği- Kayyım tayini istemine konu basit yargılama usulüne tabi eldeki davada, dosya üzerinden karar verilebilmesi için “mümkün olan hâller” bulunmadığından, taraflara hukuki dinlenilme hakkı tanınmadan ve taraflar duruşmaya davet edilmeden karar verilemeyeceği-
Somut olayda, davacılar tarafından 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun uyarınca  ... Defterdarının kayyım olarak atanmasının istenildiği, bahsi geçen Kanun uyarınca Hazinenin hak ve menfaatinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, bu kapsamda kayyımdan delillerinin sorulup toplanması ve tüm deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- O hâlde, HMK 'nın 320. maddesinin 1. fıkrasında, “mümkün olan hâllerde” taraflar duruşmaya davet edilmeksizin karar verileceği düzenlenmiş ise de, dosyada mevcut delillerin karar verilmesine yeterli görülmediğinin kabulü zorunlu olup; somut olayda, dosya üzerinden karar verilebilmesi için “mümkün olan hâller” bulunmadığından, taraflara hukuki dinlenilme hakkı tanınmadan ve taraflar duruşmaya davet edilmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Ordu Ziraat Odasına kayyım tayin edilmesi istemi-
Kayyımlık kararının kaldırılması ve tapu kayıtlarının düzeltilmesi istemlerine-
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 588. maddesi kapsamında on yıldan fazla kayyım tarafından yönetilen taşınmaz maliki hakkında gaiplik kararı verilmesi ile birlikte taşınmaz satış bedelinin Hazine'ye devri istemi-
TMK'nin 32. maddesinin kabul ettiği anlamda ölüm karinesinin mevcudiyeti iddia ve ispat edilmediğinden, davacının dava açmakta hukuki yararı ve aktif husumet ehliyeti bulunmasına rağmen, Kanunun gaiplik için aradığı şart ve unsurların tekemmül etmediği anlaşılmakla davanın bu gerekçe ile reddi gerektiği-
Kayyım atanması ve kayyımlığın kaldırılması istemine ilişkin davalar kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın gerekli araştırmayı yaparak karar vermesi gerektiği-