Temyiz hakkının kullanılabilmesi için sadece temyiz harcının yatırılması yeterli olmayıp kanun yolu başvuru dilekçesinin de fiziki ortamda havale ettirilmesi ya da UYAP üzerinden gönderilmesi gerektiği, buna göre temyiz dilekçesinin kaydedildiği tarihte kararın temyiz edilmiş sayılacağının kabul edilmesi gerektiği- Direnme kararının davalı vekiline elektronik tebligat yoluyla 18.11.2023 tarihinde tebliğ edilmesiyle başlayan iki haftalık temyiz süresinin 04.12.2023 tarihinde saat 23.59.59 itibarıyla sona erdiği, temyiz dilekçesinin ise bu süreden sonra sisteme kaydedildiği anlaşıldığından temyiz başvurusunun süresinde yapılmadığı , davalı vekilince temyiz harcının süresinde yatırılmasının yeterli olmadığı, temyiz dilekçesinin de süresinde verilmesi ve sisteme kaydedilmesi gerektiği, temyiz dilekçesi davalı vekili tarafından 04.12.2023 tarihinde saat 23.55.34'te elektronik imza ile imzalanmış ise de elektronik imza ile belge imzalamanın UYAP ortamında yapılan bir işlem olmadığı gözetildiğinde davalı vekilinin temyiz başvurusunun süresinde olmadığı -Süreler üzerinde hâkimin tasarruf yetkisi bulunmamakta olup bu sürelerin yargılamanın her iki tarafı açısından geçerli olduğu, sürelerde yapılacak esneme hukuki güvenliği zedelemek anlamına gelip bu husustaki esnemenin gidebileceği son noktanın da öngörülemediği, bu hâliyle yapılan değerlendirme kanunda belirtilen sürenin uygulanması olup aşırı şekilcilik teşkil etmediği-Davalı vekilinin temyiz iradesini temyiz harcını yatırması ve temyiz dilekçesini elektronik imza ile imzalaması ile ortaya koyduğu, buna göre temyiz dilekçesinin 00.00.54'te sisteme kaydedilmesi nedeniyle temyiz iradesinin yok sayılmasının mahkemeye erişim hakkının engellenmesi anlamına geleceği, davalı vekilinin temyizi süresinde olduğundan ön sorunun bulunmadığı görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüşün Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat ve asli müdahale yolu ile harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil istemi-
Soybağına ilişkin dava ve işler adli tatilde görülmeye devam ettiğinden istinaf süresinin de adli tatilde durmayacağı-
Gerekçeli kararda, "istinaf kanun yoluna başvuru süresi 15 gün olarak" belirtildiğinden, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek, ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf sebeplerinin esastan incelenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, davalının mahkemeye erişim hakkını zedeleyecek şekilde, istinaf dilekçesinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmediği-
Anayasa Mahkemesi kanun yolu süresinin hatalı gösterildiği durumlarda; temyiz istemini süre yönünden reddeden uygulamanın öngörülebilirlik sınırları içinde olduğunun kabul edilemeyeceğini, mahkeme kararında gösterilen süre içinde temyiz yoluna başvurulduğu dikkate alınmadan temyiz talebini süre yönünden reddeden kararın mahkemeye erişim hakkının özünü zedelediğini ve Anayasanın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlâl edildiğini kabul etmek gerektiği- Hâkimin uyuşmazlıkta uygulanacak kanun hükmünü tespit ederek resen uygulama ve bu çerçevede kanun yolu süresini de taraflara doğru gösterme yükümlülüğünün kamu düzenine ilişkin olduğu- Mahkemece hatalı şekilde kanun yolu süresinin yanlış gösterilmesi nedeniyle kanunda belirtilen süre içerisinde kanun yollarına başvurma hakkının kullanılamaması lehine olan taraf için usule ilişkin kazanılmış bir hakkın doğduğunun kabul edilemeyeceği, zira usule ait kazanılmış hak esasının bir istisnası olarak kamu düzeni ile ilgili konularda da usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği-
Boşanma ve ziynet alacağı davasında; katılma yoluyla istinaf başvurusunun değerlendirilebilmesinin, asıl başvurunun varlığına ve devamına bağlı olduğu- Katılma yoluyla istinaf isteğinin asıl istinaf isteğine sıkı sıkıya bağlı olduğu- Asıl davanın taraflarca istinaf edilmediği ve böylece asıl davada verilen boşanma, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin kararın kesinleştiği, dolayısıyla kesinleşen bu yöne ilişkin katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulamayacağı sebebiyle 'vekalet ücreti talebi' reddedilse de gerekçenin hatalı olduğu red talebinin asıl sebebinin 'aleyhe karar verme yasağı' olduğu-
İlk Derece Mahkemesi kararının 17.02.2022 tarihinde taraf vekillerinin yüzüne karşı verildiği, davacılar vekili tarafından 19.02.2022 tarihinde dosyaya süre tutum dilekçesi sunulduğu, süre tutum dilekçesinde istinaf nedenlerinin gösterilmediği, gerekçeli kararın davacılar vekiline 02.03.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacılar vekili tarafından 10 günlük yasal süre içerisinde gerekçeli istinaf dilekçesinin verilmediği, gerekçeli istinaf dilekçesinin yasal 10 günlük süreden sonra 11.04.2022 tarihinde dosyaya sunulduğu, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 10 günlük süre içerisinde istinaf sebeplerini belirtir dilekçe verilmediği, ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile 'istinaf başvurusunun esastan reddine' karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
İlk derece mahkemesince verilen karar 'şikayetin süre aşımından reddine' ilişkin olup, kesin nitelikte olduğundan, istinaf edilemeyeceği-
Covid-19 salgın hastalığının yayılması ve yargı alanında doğabilecek hak kayıplarının önlenmesi amacıyla getirilen ve yürürlüğe konan düzenlemeler nedeniyle davalının istinaf yoluna süresinde başvurduğu-
Sulh Hukuk Mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna başvuru süresinin, kararın tebliğinden itibaren iki hafta olduğu-