Makiye ayrılan yerin öncesi tapulu olduğu takdirde zaten zamanaşımı ile kazanılamayacağından, tapuya tescil edilmeyen yerlerin öncesi tapulu kabul edilsin veya edilmesin 5831 s. K. hükmü dikkate alındığında bu hususun sonuca etkili olmadığı, bu tür yerlerin zamanaşımı ile kazanılamayacağı- Maki tefrik komisyonlarınca maki oldukları tespit edilmekle birlikte, devamında orman tahdit işlemine konu edilmemiş alanların, maki tefrik komisyonlarının tespiti tarihinden itibaren imar-ihya ve zilyetlikle kazanılmasına olanak bulunmadığı-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesinin 1 ve 2'nci fıkraları gereğince açılan tescil davasının süre yönünden reddedilmesi halinde; aynı yerle ilgili olarak açılacak ikinci davanın olumlu sonuçlanabilmesi için, ilk kararın kesinleşmesinden itibaren taşınmaz üzerindeki zilyetliğin davasız, aralıksız ve malik sıfatıyla yeniden 20 yıl sürmesinin gerekeceği-
Kazandırıcı zamanaşımı yoluyla tapusuz taşınmazların edinilmesine ilişkin Türk Medeni Kanunu'nun 639/1. maddesine göre verilen tescil kararlarının inşai-ihdasi (yapıcı, kurucu, yenilik doğurucu) nitelikli kararlar olup mülkiyet hakkının bu kararların kesinleştiği anda kazanılacağı-
Yabani ağaçların (delicelik ve menengiçlerin) aşılanarak meyva ağacı haline dönüştürülmesi durumunda, bunun 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19/2. maddesinde öngörülen ve tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi gereken bir "muhdesat" olarak kabul edilmesinin gerekeceği-
1617 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 26.7.1972 tarihinden sonra ve o tarih itibariyle mer'i bulunan yasalara göre belgesizden zilyetlikle kazanılmış taşınmazların,3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun yürürlüğünden sonra açılan davalarda, anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen sınırlamalar bakımından nazara alınmasının gerekeceği-
Tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmaz malı iktisap eden kimseye karşı Medeni Kanunun 931. maddesinde öngörülen iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle açılan tapu iptali davalarında, dava açma iradesi, iktisabın kötüniyete dayalı olduğu iddiasını da taşır; kaldı ki öyle olmasa bile buradaki kötüniyet iddiasının hukuki mahiyeti itibariyle itiraz niteliğinde bulunduğundan yargılama sona erinceye kadar iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmadan her zaman ileri sürülebileceği-
Müşterek veya iştirak halindeki mülkiyette şuyuun giderilmesi sonucu elde edilen satış bedelinden muhdesatı yapan paydaşa ödenecek miktarın muhdesatın vücuda getirildiği tarihte bunun yapılması için harcanan parayla sınırlı olmadığı-
Antalya İl Özel İdaresi tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden satın alınarak, ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasının sağlanması amacıyla Valilik ile Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü arasında düzenlenen protokol gereği ofise devredilen arsaların ofisçe kooperatiflere devri ve kooperatif ortaklarına dağıtımını takiben 1164 sayılı Arsa Ofisi Kanunu'nun 11. maddesi uyarınca tapu kayıtlarına konulan "satış şartlarına uygun inşaat ikmal edilmedikçe üçüncü şahıslara satılamaz, bağışlanamaz veya haczolunamaz" yolundaki şerhin hüküm ve sonuçlarının sözleşme ile ortadan kaldırılamayacağı, değiştirilemeyeceği ve süre sonunda bu şerhin hükümsüz hale gelmeyeceği-
21.6.1987 gün ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden sonra yeni yasal düzenlemeye dayanılarak imar ihya nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davalarında, kanunun yürürlüğe girmesinden önce açılıp da reddedilerek kesinleşmiş bulunan tapu iptal ve tescil davalarına ilişkin kararların, o kararlarda imar ihya olgusu sabit görülmüş olsun veya olmasın kesin hüküm oluşturacağı-
766 sayılı Tapulama Kanununun 35. maddesi uyarınca sınırlandırılan taşınmaz mallar hakkında açılan iptâl ve tescil davalarında, aynı Yasanın 31/2. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmasının gerekeceği-