Davalı sigorta şirketince tanzim edilen Tüpgaz Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında 19.11.2015 tarihinde meydana gelen patlamada davacının desteğinin vefatı sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin uyuşmazlıkta; taraflar arasındaki uyuşmazlığın .......... Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen ……. sayılı 25.11.2014/2015 vadeli Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında 19.11.2015 tarihinde meydana gelen kazaya ilişkin olduğu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartlarının uygulanma imkanının bulunmadığı ve Yargıtay kararları doğrultusunda tazminat hesaplamasının TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi esas alınarak yapıldığından davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin kararın verildiği tarihte geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ve tam verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalının itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği-
Poliçe teminatı kapsamında alternatif iş yeri değişikliği masrafları klozuna ilişkin olarak davacının yapmak zorunda kaldığı masraflarla ilgili herhangi bir belge sunmamış olduğu- Kısmi davada, zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için kesildiğinden ve geriye kalan meblağ için işlemeye devam ettiğinden, ek dava ile talep edilecek (ya da ıslahla artırılacak kısım yönünden) miktar için de zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerektiği- Rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte olan TBK 154/1. uyarınca, borçlunun ödemede bulunması zamanaşımını kesen sebepler arasında sayıldığı ve zamanaşımının kesilmesi halinde, kesilmeden itibaren yeni bir sürenin işlemeye başlayacağı ve borç bir senetle ikrar edilmiş veya bir hükümle sabit olmuş ise yeni sürenin daima 10 yıl olacağı- Bu durumda mahkemece, davalı ... şirketinden hasar dosyasının eksiksiz getirtilerek davacı sigortalı ile davalı ... arasında ödemeye konu anlaşma, ibraname vb. sözleşme düzenlenip düzenlenmediği Borçlar Kanunu kapsamında ve yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelenip tetkik edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak, sigortalı tarafından davalı kasko sigorta şirketi aleyhine açılan alacak istemi-
Sigorta sözleşmelerinin karşılıklı 'güven ve iyiniyet' esaslarına dayanmasından hareketle; sigortalı ve sigortacının haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken iyi niyetli olarak hareket etmesi gerektiği- Sigorta poliçesi kapsamında teminat altına alınmış hususların neler olduğunun taraflarca ihtilaf konusunu oluşturması halinde ispat yükünün 'sigortacı' tarafta olacağı, ancak bu durum karşısında, sigortalının zaruri yükümlülüklerini kötüniyetli bir iradeden hareketle yerine getirmemesi ve rizikonun ortaya çıkış şekli itibariyle hayatın olağan akışına ve ilgili mevzuatlara uygun düşmemesi durumlarında ispat yükünün sigortalı tarafa geçeceği-
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, davacı, aracının park ettiği pazar yerinden çalındığını ileri sürerek karakola müracaat etmiş, davalı sigorta şirketine olayla ilgili ihbarda bulunmuş olup, davacının feragat dilekçesi vermesinin, aracını bulduğunu düşünmesinden kaynaklanmadığı, ayrıca feragat iradesini sakatlayan başka bir unsurun da iddia ve ispat edilemediği açık olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Tutanak mümzilerinin yeniden tanık sıfatı ile dinlenerek kendilerine kazaya karışan davacı araç sahibi üzerinde yaralanma, kan izi veya çizik görüp görmedikleri hususunun sorulabilir mi? Sigortacının, rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde meydana geldiğini somut delillerle kanıtlanması gerektiği- Kaza tarihinde kolluk güçleri tarafından düzenlenen tutanakta, "...sürücü olduğunu iddia eden sürücü belgeli ve alkolsüz kişinin 'araçta yalnız olduğunu, uyuması sonucu kaza yaptığını' beyan ettiği, ancak araç bulunduğu yerden kaldırıldıktan sonra incelendiğinde aracın muhtelif yerlerinde kan birikinti ve izlerine rastlandığı, ... sürücüden başka kişi veya kişilerin bulunduğu, sürücü olduğunu iddia edende yaralanma, çizik ve kesik izleri bulunmadığı, kaza yapan sürücü portresi çizmediği ve yapılan mülakatta da sorulan sorulara inandırıcı cevaplar veremediği, kazanın belirtilen km ve noktada meydana geldiği, ancak sürücünün o kişi olmadığı kanaatinin oluştuğunun" belirtildiği; Yargılama aşamasında ifadesine başvurulan tutanak tanıkları yeminli beyanlarında özetle; "...mal sahibi olduğunu beyan eden şahsın aracı yeni aldığını, .. kasko sözleşmesinden faydalanmazsa işlerinin bozulabileceğini, aracı kullanan kişinin kendisi değil de şoförünün olduğunu göstermelerini istediğini, kendisinin alkollü olduğu için sürücü olarak yazılması hâlinde kaskodan parasını alamayacağını söylediğini..." ifade ettikleri görüldüğünden, davalı sigorta şirketinin, rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğini ispat ettiğinin kabulü gerektiği-
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemi-
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemi-
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemi-
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan davaların 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu- Rzikonun meydana geldiği tarihe göre, icra takip tarihi itibariyle iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunun kabulü gerektiği- Zamanaşımını kesen ve durduran nedenlerin bulunmadığı, davalı şirket tarafından tazminatın ödeneceği intiba yaratılarak zamanaşımı süresinin dolmasına neden olunduğuna dair bilgi ve belge sunulmadığı, tamir yapan şirket tarafından davacı sigortalı aleyhine yapılan icra takibinin ve itirazın iptali davasının zamanaşımını kesen nedenlerden olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, davalı sigorta şirketinin dava dilekçesine karşı süresinde bulunduğu zamanaşımı def'inin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • kayıt gösteriliyor