Davacının, "davalı avukatının dosyaları takip etmemesi nedeniyle uğradığı zararın tazmini" için açtığı davada, davacı sözleşmeye aykırılıkla birlikte, şikâyet üzerine, davalının görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırıldığını da belirttiğinden, hakların yarışması ilkesi gereği, zamanaşımı yönünden hangi hukuk kuralı lehine olacaksa onun uygulanması gerektiği- Avukatlık Kanunu’nun 40. maddesinde özel zamanaşımı belirlenmek suretiyle sözleşmeye dayanılarak avukata karşı açılacak tazminat davalarında bu hakkın doğumunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her hâlde zararı doğuran olaydan itibaren beş yıl geçmekle dava hakkının düşeceği belirtilmişse de, fiilin aynı zamanda suç teşkil etmesi hâlinde uzun olan ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği-
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; orman içi rampalarda yapılan istiflerde oluşan açık nedeniyle ortaya çıkan kamu zararının orman muhafaza memuru olan davalıdan tazmini talebine ilişkindir...
Erkek eşin eve geç geldiği, ailesiyle fazla ilgilenmediği, borçlarının olduğu, sinirli şekilde davrandığı, eşine çeşitli ortamlarda hakarette bulunduğu ve eşini tehdit ettiği, buna karşılık kadın eşin ise; eşine hakaret ettiği ve eşinin ameliyatı sırasında yeteri kadar ilgi göstermediği ve eşini üstlerine karşı şikâyet ettiği, gerçekleşen bu kusurlu davranışlar karşılaştırıldığında kadının ağır kusurlu sayılamayacağı-
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşeceğine göre, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda kesinleşmiş bulunan tedbir nafakası miktarı yönünden yeniden değerlendirme yapılarak farklı bir hüküm kurulmasının kabul edilemeyeceği- "TMK 169 ile düzenleme altına alınan hüküm uyarınca hâkimin resen hareket etme yükümlülüğü bulunduğu, dolayısıyla somut olayda yer alan tedbir nafakasına ilişkin uyuşmazlık yönünden hâkimin yargılamanın her aşamasında yeniden düzenleme yapabilmesinin mümkün olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Uyuşmazlık, davalı bankaya para yatırmak için giden davacının parasının banka içinde üçüncü şahıs tarafından çalınması nedeni ile tazminat istemine istemine ilişkindir...
Davalı erkeğin öğretmen olduğu, aylık 3.400,00 TL gelirinin bulunduğu, adına kayıtlı taşınmazların ve araçların olduğu, kendi evinde oturduğu, buna karşılık davacı kadının ise gündelikçi olarak çalıştığı, bu işten elde ettiği gelirin sabit olmadığı, kiralık evde oturduğu, aylık 550,00 TL kira ödediği, evliliğin süresi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecesi, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi, maddi tazminatın niteliği, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında kadın eş yararına hükmedilen maddi tazminat miktarının az olduğu, hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun miktarda tazminat ödenmesine karar verilmesi gerektiği-
Haksız rekabet, marka hakkına tecavüz konulu somut uyuşmazlıkta, tarafların logolarının renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, bu durumun haksız rekabet teşkil ettiği, davalının fiillerinin davacının tescilli markalarından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiği- Patent hakkı sahibinin, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremeyeceği, yani sonraki tarihli tescilin, bir hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilmeyeceği-
Dava konusu aracın minibüs niteliği ile trafikte kayıtlı olduğu, aracın ticari amaçla alındığının sabit bulunmasına göre; kullanılamadığı süre, yöresel adetler, yöredeki aracın makul kazanç miktarı belirlenerek, kâr kaybına hükmedilmesi, kâr kaybının bu şekilde tespit edilememesi durumunda TBK. m.50 hükmü gereğince kâr kaybına hükmedilmesinin gerektiği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak maddî ve manevî tazminat taktir edileceği- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak maddi tazminat takdir edileceği-
Maddi manevi tazminat, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasına hükmedilirken hakkaniyet ilkesinin de dikkate alınması gerektiği-