Yurt dışına sefer yapan tır şoförlerinin salt tanık deliline dayanarak fazla çalışma ücreti talep etmeleri mümkün olmadığı- Davacının çalışmaları konusunda yurt içi - yurt dışı çalışması olarak ayrım yapılmış olduğu, davacının ev nakliyesi işi yaptığı ve yine yurt içinde iken yük götürüp getirdiği dönemler de ayrı ayrı değerlendirilerek fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmış olduğu, uluslararası tır şoförü olarak çalıştığı noktasında taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığına göre davacının yapılan işin niteliği itibarıyla yurt dışında tır şoförü olarak çalıştığı dönemlerde fazla çalışma ücretine hak kazanmasının mümkün olmadığı, pasaport kayıtlarına, yurda giriş çıkış kayıtlarına göre tespit edilecek bu dönemler için fazla çalışma ücreti talebinin reddinin gerektiği- Dava dilekçesinde kıdem tazminatı dışındaki alacak kalemlerine dava tarihinden, ıslah dilekçesinde de artırılan kısımlara temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmesine rağmen, davacının talebi aşılarak kıdem tazminatı dışındaki alacakların tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinin yerinde olmadığı-
9. HD. 12.09.2022 T. E: 8184, K: 8814
Davacının haftalık fazla çalışma süresi 45 saati aşmasa dahi günlük 11 saati aşacak şekilde çalışıp çalışmadığı yahut günlük 7,5 saati aşan gece çalışmasının bulunup bulunmadığı yönlerinden gerekli araştırma ve inceleme yapılması, bu araştırmanın sonucuna göre davacının fazla çalışma ücretine hak kazandığının belirlenmesi halinde, feshin haklı sebebe dayandığı kabul edilerek davacının kıdem tazminatı talebi hüküm altına alınması gerektiği-
Davacının davayı somutlaştırma yükü, hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunduğu göz önüne alınarak; davacının 9 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
7,5 saat ile 11 saat arasındaki çalışma için ara dinlenme süresinin aksi ispat edilmediği sürece 1 saat olduğu- Davalı işverenin; 1,5 saatlik ara dinlenme savunması usulünce ispatlanamıyorsa bilirkişi ve mahkemenin davalı işyerindeki ara dinlenme süresini 1,5 saat kabul etmesi ve buna bağlı olarak da davacının fazla mesaisinin bulunmadığını kabul etmesinin yersiz olduğu- Mahkemenin, puantaj kayıtlarına göre günlük çalışma süresini tam olarak belirleyip 1 saatlik ara dinlenme süresini düştükten sonra, haftalık 45 saati aşan çalışma için, fazla mesai değerlendirmesi kayıtlara dayalı olduğundan takdiri indirim de yapılmadan fazla mesai ücretini kabul etmesi, fazla mesai ücretini ve davacının iş akdini feshi haklı kabul edilerek kıdem tazminatını da hüküm altına alması gerektiği-
İşçiden günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışmasının beklenemeyeceği- Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı olduğu- Günde on bir saate kadar olan (on bir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesinin en az bir saat, on bir saatten fazla çalışmalarda ise ara dinlenmesinin en az bir buçuk saat olarak verilmesi gerektiği-
Davaların yığılmasında ıslah- Fazla mesai alacağının hesabında, davacı tanıklarının davalı iş yerinde çalıştıkları sürelerin tespiti için SGK kayıtlarının celbi ile gelen cevaba göre davacının fazla mesai ücreti alacağının tanıklarının bildirilen dönemleri ile sınırlı olarak değerlendirmeye tabi tutulması gerektiği- Fazla mesai çalışması tanık beyanlarına göre değerlendirildiğinden takdiri indirim yapılması ancak bu indirimin de hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirim de olmaması gerekeceği- Satış temsilcisi olarak görev yapan davacının satışa bağlı olarak prim aldığının anlaşıldığı, işyerinde fazla çalıştıkça satış da fazla olacağından davacının fazla çalışma ücretinin zamsız kısmını prim ile aldığı kabul edilerek hesabın %150 zamlı ücret yerine %50 zam kısmına göre hesaplanması gerekirken, ödenen primler ile fazla çalışma tutarı karşılaştırılmak suretiyle ödenen primlerin fazla çalışma ücretinden mahsup edilip bakiyesine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Salt davacı tanıklarının anlatımlarıyla işyerinde ara dinlenme yapılmadığının kabul edilemeyeceği- Davalı tanıkları yada diğer nitelikli delillerle ispatı halinde ara dinlenme süresinin kanunda yazılı olandan daha az kullandırıldığı yada hiç tanınmadığı sonucuna varılabileceği- 4857 sayılı İş Kanunu'nun 68. maddesindeki ara dinlenme süresi düşüldüğünde davacının haftalık 45 saati aşan çalışmasının bulunmadığı anlaşılmakla, fazla çalışma ücreti isteğinin reddi gerektiği-
Davacı tanığının davacıyla birlikte çalıştığı dönemle sınırlı olmak üzere; fazla çalışma ücreti hesabı yapılması ve davacı tanığının iş yerinde çalışmadığı dönemlerin hesabındaysa, davalı tanığının beyanlarına göre hesap yapılması gerektiği- 
Fazla çalışmanın belirlenmesinde ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerektiği- Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde takdiri indirim yapılması gerektiği- Fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilemeyeceği- Fazla çalışmaların yazılı delil yerine tanık beyanlarına dayalı olarak hesaplanması halinde, işçinin normal mesaisinin üzerine sürekli olarak aynı şekilde fazla çalışması mümkün olmadığından; hastalık, mazeret, izin gibi nedenlerle belirtildiği şekilde çalışamadığı günlerin olması kaçınılmaz olup, bu durumda karineye dayalı makul indirim yapılması gerektiği- Fazla çalışma ücretinden karineye dayalı makul indirime gidilmesi sebebiyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği- İzinli günler için fazla mesai hesabı yapılamayacağı-