Çocuk tarafından açılan babalık davasında artık herhangi bir hak düşürücü süre olmadığı- Mahkemece, davanın Hazine ve Cumhuriyet savcısına ihbar edildikten sonra işin esasının incelenip iddia ile ilgili taraf delillerinin toplanması, DNA incelemesinin yapılması gerektiği-
Ergin çocuk tarafından açılan babalığın tespiti isteği-
Ergin çocuk tarafından açılan babalığın tespiti isteği-
Ergin çocuklar tarafından açılan babalığın tespiti isteği-
Nüfus kaydının düzeltilmesi ve davacının gerçek babası olduğunun tespiti talebini içeren babalık davası istemine ilişkin olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 303/2. maddesine göre, ''Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkında bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde; hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlayacağı'' hükmü Anayasa Mahkemesi'nin 2010-71 Esas 2011-143 Karar ve 27.10.2011 tarihli kararı ile iptal edildiği, Türk Medeni Kanunu'nun 303/4. maddesinde ise ''Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabileceği'' hükmü Anayasa Mahkemesi'nin 2011-116 Esas 2012-39 Karar ve 15.03.2012 tarihli kararı ile iptal edildiği, mahkemece karar verilmesinden önce Türk Medeni Kanunu'nun 303/2. ve 303/4. maddeleri hakkındaki iptal kararları yürürlüğe girmiş olduğundan artık yasada çocuk için hak düşürücü süre bulunmadığı - Davacının babası olduğu iddia edilen F.K’ı davaya dahil etmesi için (ölü ise mirasçılarını) davacı tarafa süre verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılarak davanın usulden reddine karar verilemeyeceği -
Çocuk tarafından açılan babalığın tespitine ilişkin dava açma süresinin çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkında bir yıllık sürenin, atamanın kayyıma tebliği tarihinde; hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlayacağı hükmünün Anayasa Mahkemesince iptal edildiği ve iptal kararının mahkemece karar verilmesinden önce yürürlüğe girmesi halinde, yasada çocuk için hak düşürücü süre artık bulunmayacağı-
Babalık davasındaki sürelere ilişkin çocuk için öngörülen hak düşürücü süreler Anayasa Mahkemesince iptal edildiğinden ve mahkemece karar verilmesinden önce bu iptal kararları yürürlüğe girdiğinden, hak düşürücü süre sebebiyle dava usulden reddedilmeyerek hazine ve C.Başsavcılığına ihbarda bulunup, taraf teşkili sağlanarak hüküm kurulması gerektiği-
TMK.'nun 303/2. maddesine göre, ''çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkında bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde; hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlayacağı'' hükmü Anayasa Mahkemesi'nin 2010-71 Esas 2011-143 Karar ve 27.10.2011 tarihli kararı ile iptal edildiği - Mahkemece karar verilmesinden önce Türk Medeni Kanunu'nun 303/2. maddesi hakkındaki iptal kararı yürürlüğe girdiğinden ve Yasada çocuk için hak düşürücü süre artık bulunmadığından taraf delillerinin toplanması, DNA incelemesi yapılması ve sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekeceği - Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesine göre; ''çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesinin ana ve çocuğun isteyebileceği, dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılacağı, babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edileceği , mahkemece davanın Cumhuriyet savcısı ve Hazineye ihbarı sağlanmadan yargılamanın sonuçlandırılamayacağı -
Türk Medeni Kanununun 303/3.maddesine göre, çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, babalık davası dava açma süresi bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlayacağı, o halde çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa öncelikle soybağının reddi davasının sonuçlandırılması gerekeceği-Mahkemece babalığa ilişkin davanın tefrik edilerek, soybağının reddi davasının öncelikle görülüp sonuçlandırılmasından sonra babalık davası ile ilgili karar verilmesi gerekeceği-
Çocuk tarafından açılan "babalığın tespiti" ne ilişkin davada, TMK. nun 303/2. maddesinde yer alan ''çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkında bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde; hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar.'' şeklindeki hükmü Anayasa Mahkemesi'nce 2010/71 Esas-2011/143 Karar ve 27.10.2011 tarihli kararı ile iptal edilmiş olduğu ve bunun sonucu olarak TMK ' da çocuk tarafından açılacak dava için hak düşürücü sürenin artık bulunmadığı - Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesinde; ''çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.'' hükmünün yer aldığı bu nedenle mahkemece davanın Hazineye usulüne uygun ihbarı sağlanmadan yargılamanın sonuçlandırılamayacağı - Mahkemece babalığının tespitine karar verilmesi istenilen İ.C.’ın yasal mirasçıları saptanıp, bunların yöntemince davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkili sağlanıp hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • ...
  • kayıt gösteriliyor