Tüketici kredisinden dolayı kefile karşı başlatılan takibe itirazın iptali istemi- Alacaklının asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefillerden borcun ifasını isteyemeyeceği-
Kredi kartı borcundan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali davasında davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Asliye Hukuk Mahkemesinin bozma ilamı doğrultusunda Tüketici Mahkemesine yönelik görevsizlik kararı üzerine davacı vekili tarafından süresi içerisinde görevli mahkemeye gönderilme talebinde bulunulmadığından ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına ilişkin hükümde davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Takibe konu ipoteğin, tüketici kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmesi halinde, alacağın tüketici kredisi olması ve ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna tabi olduğundan, kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediği ve bu tür bir ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamayacağı-
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen dikkate alınması gerektiği- Dosya masrafı adı altında kesinti yapılan kredi sözleşmesinin türü ihtilaflı olduğundan, dava dosyasının, konusunun uzmanı bilirkişiye verilip, kredi türünün duraksamaya yer verilmeyecek şekilde belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmelerin kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari iş sayılacağı (TTK. mad. 19/2)- Temlik alan temlik eden yerine geçecek ve temlik edenin bütün haklarına halef olacağından, alacağın temlikinin, %126 olarak itiraz edilmeksizin kesinleşmiş olan faiz oranının uygulanacak faiz oranının belirlenmesinde sonuca etkili olmayacağı- Takibe dayanak kredinin ticari kredi olması halinde, TTK. mad. 8/1 uyarınca, ticari faizin serbestçe belirleneceği ve bu durumda Tüketici Kanunu ve Borçlar Kanunu uygulanamayacak olup, takip talebinde belirtilip itirazsız kesinleşen %126 faiz oranı üzerinden hesaplama yapılması gerektiği-  Takibe dayanak kredi sözleşmesinin Tüketici Kanunu kapsamında olması halinde; TTK. mad. 8/3  ve 6502 s. K. mad. 8/2 uyarınca bu krediye uygulanacak faiz, ticari faiz değil yasal faiz olacağından, bu durumda takip tarihi itibariyle uygulanması gereken -06.03.2003 tarihli 4822 s. K. mad. 15 ile değişik- 4077 s. K. mad. 10/f uyarınca takibe işleyecek faizin, kredi sözleşme faizinin %30'unu geçemeyeceği, 4077 sayılı K. 6502 s. K. ile yürürlükten kaldırılmış olup (yürürlük: 01.06.2014) yeni Tüketici Kanunu'nunda önceki 4077 s. K.'nun 10/f. maddesine benzer bir düzenleme olmadığı  ve bu durumda TBK. mad. 88 ve 120 hükümlerinin tüketici kredisinde de uygulanacağı ve TBK'nun yürürlük tarihi olan 01.07.2012 tarihine kadar 4077 sayılı Kanun'nun 10/f maddesine göre belirlenecek faiz oranının, bu tarihten sonra ise, TBK'nın 120. maddesinde belirlenen faiz oranı üzerinden faiz hesabı yapılması gerektiği- Takibe dayanak yapılan kredi sözleşmesi fotokopisinde, kredinin tüketici kredisi niteliğinde olduğuna ilişkin bir açıklama yer almayıp mahkemece öncelikle, takibe dayanak yapılan kredi sözleşmesinin tüketici kredisi niteliğinde olup olmadığının ilgili bankadan kredi sözleşmesi aslı getirtilmek suretiyle belirlenmesi ve kredi sözleşmesinin niteliğine göre gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerektiği-
Tüketici kredisi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasına tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği-
Tüketici kredisinden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görüleceği- Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese de, yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği-
Erken kapamadan önce ödenen kredi taksitlerinin istemi- Kredi sözleşmesinin, ancak bir mal/hizmeti finanse eden sözleşmeye bağlı olarak kurulması ve bu sözleşme ile ekonomik bir birlik oluşturması halinde “bağlı kredi sözleşmesi” olarak nitelendirileceği- Kredi verenle tüketicinin bir kredi sözleşmesi kurması halinde bunun bağlı kredi sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceği- Bağlı kredi sözleşmesinin, tek başına anlam ifade eden bir sözleşme olmaması nedeniyle, sözleşmenin ekonomik birlik içerisinde bulunduğu sözleşme ile oluşturduğu yapılanmanın hukuki niteliğinin belirlenmesi gerektiği- Mahkemece, dosyada yer alan ve davalı banka ile yüklenici firma arasında kredilendirilme işlemlerine ilişkin olarak imzalanan protokol, garanti taahhütnamesi, kredi kullandırım talimatı ve faiz oranlarına ilişkin ek protokolün incelenerek değerlendirme yapılması gerektiği-
Bankanın hiç bir bildirim ve icra takibi yapmadan, tüketici kredisine kefil olan davacının maaşından yaptığı kesintiden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği- Görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olduğu, taraflar ileri sürmese de, yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • kayıt gösteriliyor