Konkordatonun kısmen feshi istemine ilişkin davada, borçlu şirket tarafından, bankaya verilen müşteri çeklerinin, konkordato kapsamındaki kredi borçlarının teminatı olmak üzere, konkordato tasdik davasından ve geçici mühlet kararından önce bankaya teslim edilmiş olan çekler olduğu, bu hususta taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı istinaf dairesinin, bu çeklerin konkordato tasdik projesi kapsamında olmayan çekişmeli alacaklara ilişkin olduğuna dair gerekçesinin isabetsiz olduğu, her ne kadar, konkordato projesindeki ödeme planına uyulmamış ise de az yukarıda açıklandığı üzere, davacı bankanın, aynı alacak için dava tarihi itibariyle konkordato projesine göre yapacağı tahsilat 141.433,64 TL iken, bu alacağın teminatı olarak verilen müşteri çeklerini takibe koymak suretiyle yaptığı tahsilat toplamı 892.598,27 TL olduğu, söz konusu tahsilatın konkordato projesi kapsamında yapılmış ödeme sayılmamasının yasal bir dayanağının bulunmadığı, İİK 303. maddesi kapsamında 3. kişiden alacağını tahsil edebilme hakkına sahip davacının henüz tasfiye süreci tamamlanmadan eldeki davayı açmasının M.K. 2. maddesine de aykırı olduğu, ilk derece mahkemesince, bu husus gözetilerek, davacı banka yönünden konkordatonun feshi koşullarının oluşmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmesinin gerektiği-
Mahkemelerin çekişmeli alacaklara ilişkin değerlendirme yapamayacağı- Üçüncü kişi rehniyle teminat altına alınan alacakta alacaklı yanında rehin veren üçüncü kişilerin oy kullanamayacağı- Konkordatoda eşitlik ve kötü niyet ilkesi- Adi ortaklığı oluşturan ortakların ve temlik alan kişinin konkordato projesinde oy kullanamaması- Bölge adliye mahkemesince verilen ilk kararını temyiz eden alacaklının temyiz itirazları Özel Dairece reddedilmiş olduğundan bu alacaklının direnme kararını temyizde hukukî yararı bulunmadığı- Konkordatoya ilişkin hükümlerin sadece borçlu tarafından verilen rehinler hakkında uygulanacağı, rehinli alacaklının üçüncü kişinin malı üzerinde rehin tesis edilmesini talep etmesinin temelinde, borçlunun malî durumunun ileride bozulması hâlinde alacağını rehinli malı sattırarak tahsil etmek bulunduğu- Borçlu hakkında verilen mühletten rehin veren üçüncü kişinin de yararlanacağı kabul edilirse, rehinli alacaklının üçüncü kişiden teminat istemesinin hiçbir anlamı kalmayacağı- Üçüncü kişinin verdiği rehinde, rehinli alacaklının konkordato borçlusundan olan alacağının konkordato hükümlerine tabi olduğu ve bu sebeple, rehinli alacaklıya alacağının tamamını konkordatoya yazdırma ve oy kullanma hakkı verilmesinin zorunlu olduğu- İpotek alacaklısı bankanın alacağı adi alacak olarak ...TL üzerinden konkordato nisabına dâhil edilmiş ve banka tarafından projeye red oyu kullanılmış olup, bu aşamada ipotek veren üçüncü kişilerin nisaba dâhil edilmesinde hukukî yararları bulunmadığı- Komiser görevlendirmesi ve diğer işlemlerin yapılması yetki ve görevinin asliye ticaret mahkemesine ait olduğu, ilk derece mahkemesince tasdikine veya tasdik talebinin reddine karar verilen konkordato projesi üzerinde, bölge adliye mahkemesince çekişmeli alacakların hangi oranda nisaba dâhil olacağına ilişkin değerlendirme yapma yetkisi bulunmadığı- "Konkordato yargılamasının çekişmesiz yargı işi olduğu ve kamu yararının bulunduğu, bu nedenle konkordato süresince re’sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu, bölge adliye mahkemesince istinaf nedenleri ile sınırlı olmaksızın araştırma yapılabileceği, tasdik yargılamasındaki usulün istinaf süresince de devam edeceği, bölge adliye mahkemesince de nisaba ilişkin değerlendirme yapılabileceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Üçüncü kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacağın adi alacak olarak nisapta nazara alınıp alınmayacağı hakkında-
Adi ortaklığın diğer ortak veya ortaklarının, adi ortaklığın konkordato talep eden şirketten olan alacakları için konkordato oylamasına katılabileceği- Konkordatoya tabii alacağı temlik alanlara oy hakkı tanınması gerektiği- Grup şirket olgusundan yararlanılarak borçların konkordato talep eden şirketin mali bünyesinden ödenmesi halinde, temlik nedeniyle bu grup şirketinin gerçek alacaklı olamayacağı kabul edilerek iyiniyetli davranış içinde olmayan davacı şirketin konkordato reddine karar verilmesi gerektiği- Alacaklının 3. kişi tarafından verilen rehne öncelikle müracaat etmesinin konkordato kurumunun amacına uygun olacağı- 3. kişi rehniyle temin edilen alacaklının alacağının "adi alacak" olarak nisaba dahil edilmesi, borçlu ve rehin veren 3. kişinin İİK. 303 çerçevesinde hareket etmesi gerekeceği- Taşınmazlar üzerine talep eden şirket lehine ipotek tesis edildiğinden, bu ipoteklerle teminat altına alınan alacaklının nisapta "adi alacak" olarak göz önünde bulundurulması gerektiği, nisap dışında tutulmasının hatalı olduğu- Geçici mühlet tarihinden itibaren adi alacaklara faiz işletilmesinin duracağı- Asıl alacaklının alacağının İİK. 294/3 uyarınca, mühlet sonrası faiz işletilmeden belirlenmesi, kefilin henüz ödemediği borç için nisaba dahil edilmesinin önüne geçilmesi ve nisabın yeni oluşacak alacak miktarı ve alacaklı sayısına göre belirlenmesi gerektiği-
Hesap kat ihtarı asıl borçlu şirkete de tebliğe çıkarıldığı gibi, kefillerin kendi kefaletlerinin teminatı olarak ipotek verildiği yönünde bir iddiaları da olmadığından, borcu karşılayacak miktarda ipotek olduğu yönündeki istinaf nedenleri de yerinde görülmediği- Asıl borçlu şirket hakkında geçici mühlet kararı verilerek şirket hakkında ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasına karar verilmişse de, bu karar kefilleri kapsamadığından ve ihtiyati haciz kararının infazına ilişkin olduğundan, kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmediği-
Konkordatoya "kabul oyu" vermemiş olan alacaklının, "müteselsil kefil" konumunda bulunan borçluya karşı, takipten sonra doğan tüm alacak haklarını isteyebileceği- BK. nun 84. maddesinin (şimdi; TBK. mad. 100) icra müdürlüğünce, tarafların talebine bağlı olmaksızın doğrudan doğruya uygulanacağı-
Borçlunun konkordato teklifine itiraz etmeyen alacaklının, İİK'nun 295. maddesi uyarınca, alacaklı olduğu meblağı kefilden ancak konkordato şartlarına göre talep edebileceği-
Konkordatoya "kabul oyu" vermemiş olan alacaklının, "müteselsil kefil" konumunda bulunan borçluya karşı, takipten sonra doğan tüm alacak haklarını isteyebileceği
Müşterek borçludan birinin konkordatosuna "kabul oyu" vermiş olan alacaklının, "müşterek borçlu" ve "kefiller"e karşı haklarını muhafaza edebilmesi (alacağının tümü için başvurabilmesi) için, bu kişilere karşı İİK. 295'deki ihbar yükümlülüğünü yerine getirmiş olmasının zorunlu olduğu-
Konkordato akdetmiş olan kişiye kefil olmuş kişinin, yargılama aşamasında ileri sürmediği İİK. 295/II-III hükmüne ilişkin savunmasını, temyiz aşamasında ileri süremeyeceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor