Bir yerin imar ve ihya ile kazanılması için taşınmazın emek ve para sarfedilerek tarım arazisi haline getirilmesi gerektiği- Taşınmaza tarım arazisi niteliği kazandırmayan uğraşların, meydana getirilen eserlerin Kadastro Kanununun 17. maddesi kapsamında imar ve ihya olarak kabul edilemeyeceği- Dava konusu taşınmazın, 1956 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu köy boşluğu olarak tescil harici bırakıldığı, köy orta malı olmayan bu nitelikteki bir taşınmazın imar ve ihya edilebileceği, taşınmazın tamamı 1976 m2 olup, bunun 358 m2'si ev ahır ve benzeri tesisler inşa edilerek, 1618 m2'si ise meyve bahçesi olarak tasarruf edildiği, ev ve diğer binalar hava fotoğraflarına göre 1999 yılında inşa edildiği, binalar inşa edilmeden önce ev ve diğer binaların bulunduğu bölüm de mahalli bilirkişi ve tanık ifadelerine göre 1967 yılından itibaren aralıksız ve malik sıfatıyla ihya edilmek suretiyle zilyet olunan alanın içinde kaldığı, binalar ve meyve bahçesi ekonomik ve fiziki bütünlük arz ettği, binaların taşınmazın meyve bahçesi vasfını yok etmediği, bilirkişi raporuna göre de ağaçların yaşının 20 yılın üzerinde olduğu-

Taraflar arasındaki asıl dava “kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, mirasen intikal, taksim, eklemeli zilyetlik ile imar ve ihya nedenine dayalı tescil”, ve birleştirilen “ elatmanın önlenmesi ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2. As ...