Dava konusu yerin muris ve davacı ile mirasçıları tarafından hangi tarihte imar ve ihyasına başlandığı, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdükleri, hangi tarihten itibaren tarım arazisi olarak kullanıldığı, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı ve hangi tarihten itibaren de biçenek olarak kullanıldığı konularında yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarına başvurulmasının, taşınmazın gerçek niteliğini hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmasının, haritada “kumsal” göründüğü halde tarım arazisi ve biçenek olarak kullanılması hususlarının açıklığa kavuşturulmasının, taşınmazı kumsal gösteren paftanın hangi tarihte düzenlendiğinin (bir fotokopisi de eklenmek suretiyle) kadastro müdürlüğünden sorulmasının, daha önce götürülmeyen uzman bilirkişi başka bir ziraat mühendisinden bu konuda gerekçeli, tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık rapor istenmesinin, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-

Davacı H. Gürsoy dava dilekçesinde, mevkii ve sınırlarını açıkladığı yaklaşık 6-7 dönüm civarındaki taşınmazın zaman zaman  Sivri Çayı'nın taşması nedeniyle selgah haline geldiğini, bir kısmını satın aldığını, bir kısmının ise, babasından kaldığını, ...