Dairemizin bozma kararında açıkça imar mevzuatı dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerektiği açıklanmış olmasına rağmen, taşınmazların imar mevzuatı açısından ifrazının mümkün olmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddinin doğru olmadığı, eğer taşınmazların imar mevzuatı gereği ifrazı mümkün değil ise 3402 sayılı Kanun’un 15/son maddesi gereği davacı payı, taşınmaz yönünden bütününe oranlanılarak belirlenip, hisse nispetinde davacı adına tescile karar verilmesi gerekirken taşınmazın ifrazının mümkün olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-

Davacı, 101 ada 123 parselin dava dilekçesinde sınırlarını açıkladığı kısmını uzun zamandır ekip biçtiğini ileri sürerek davalı adına kayıtlı 101 ada 123 parselin hissesine düşen kısmının adına tescilini istemiştir. Davalı, davanın reddine karar ve ...