Tarafların kabulünde bulunan protokolün inanç sözleşmesi niteliğinde olduğu, ayrıca, dosyada davacının kocası ile davalı arasında düzenlenen bir protokol daha bulunduğu, anılan protokolün davacıya ait taşınmazın mülkiyetinin davalıya intikalinin sebebini teşkil etmediği ve davacının da anılan bu sözleşmede imzasının bulunmadığı, davacının kocası ile davalı arasındaki başka bir alacak ve borç ilikisine ait olduğu içeriği ile sabit olduğu, o halde, inanç sözleşmesi dışındaki yapılan protokollerin ve belgelerin inançlı işlemin belgesi olarak kabulüne olanak olmadığı, davacı protokolden kaynaklanan borcunu eda ettiğini ileri sürmüş ve bununla ilgili olarak eşinin bir takım ödemeler yaptığına ilişkin hesap ekstrelerini dosyaya ibraz etmiş ise de ödentileri gösteren belgelerde bu ödemelerin hangi borca ait olduğunun anlaşılamadığı, yapılacak olan arıştırma sonucu yapılan ödemelerin gerçekten de, taşınmazın naklinin dayanağını oluşturan borcun karşılığı olduğunun tespit edilmesi halinde davacının edimini ifa ettiği kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-

Taraflar arasında görülen davada;                                                                                                   Davacı, kayden maliki olduğu 485 ada 40 parsel zemin kat 23 nolu dükkanını 18.6.1999 tarihinde düzenlenen protokol g ...