Dava konusu parselin, Hazinenin dayandığı kesinleşmiş ilamında yazılı mevki dışında kaldığı ve vakıflardan olmadığı, gayri sahih vakıf niteliğinde olup, 1925 yılında Aşar Vergisi'nin kaldırılması, 1926 yılında Medeni Kanun'un yürürlüğe girmesi nedeniyle bu tür tasarruflar mülkiyete dönüştüğüne, taşınmazın çevresinde bulunan parseller benzer nitelikte olup, Yargıtay incelemesinden geçen Kadastro Mahkemesi kararları ile şahıslar adına tescil edildiğine, taşınmazın 40 yıldan fazla süre tarım arazisi olarak kullanıldığı yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından açıklandığına, hububat ekimi yapılmak suretiyle kullanılan 2. sınıf tarım arazisi niteliğindeki yerlerden olduğu belirlendiğinden, eylemli olarak vakıf malı olmadığı ve Hazine ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından açılan davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmediği- Mahkemece Hazine ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından açılan davanın reddine karar verildiğine göre, kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine karar avukatlık ücreti takdir edilmesi gerekeceği-

Davacı Hazine vekili, dava konusu 510 parsel sayılı taşınmazın, tapulama çalışmaları sırasında davalıların miras bırakanı M. M. G.  adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın, Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1963/672 Esas, 1967/685 Karar say ...