Kadastro tespitine itiraz istemli eldeki davada, davacının dayandığı 1943 tarihli, cilt no 30, sayfa 89, sıra 1'de kayıtlı tapu kaydının gayri sabit sınırlı olması nedeniyle kapsamının miktarı ile geçerli olacağı dikkate alınarak uygulanıp kapsamının belirlenmesi gerektiği, uygulanan tapu kaydının 1.000 dönüm olduğu, ... yolundan itibaren taşınmazın bulunduğu yere ulaşma imkânının olmadığı, bu nedenle taşınmazın bu tapu kaydı kapsamında kaldığının kabulüne imkân bulunmadığı- Davacının dava dilekçesinde dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin eklemeli olarak 100 yıla yakın olduğunu ileri sürerek adına tesciline karar verilmesini talep etmiş ise de yapılan keşifte kardeşleri ile yaptığı taksim sonucu dava konusu taşınmazın kendisine düştüğü, bu yerin babası tarafından kendisine bağışlandığını beyan ettiği, kadastro tutanağına göre taşınmazın miktar fazlası olarak davalı adına tespit edilmiş olduğu, mera parseli ile arada ayırıcı bir unsur olmadığı gibi taşınmazın konumu ve eylemli durumu itibarıyla ve dosyaya ekli fotoğraflara göre üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetliğin de bulunmadığı- Davacının dayandığı tapu kaydının dava konusu yeri de içine alacak şekilde geniş bir alanı kapsadığı, mera parseli ile dava konusu yer arasında bulunan kuru derenin ayırıcı unsur olduğu ve davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin de bulunduğu görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüşün Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-

1. Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... Kadastro Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi ...