Taraflar arasındaki mükerrer oluşan kaydın iptali ve tescil isteğine ilişkin davada; 3402 s. Kadastro Yasasının 22. maddesi ve sapma gösterilmeksizin gerçekleştirilen ve uygulamada benimsenen ilke gereğince kadastro tespit tutanağı, önce tanzim edilen sicil kaydının yasal açıdan korunacağı tartışmasızsa da; dava konusu taşınmazların kadastro tespitleri aynı tarihte yapılmış olup önceki mahkeme ilamı üzerine teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen 20.07.2012 havale tarihli krokili raporda A ile işaretlenen 1.480m2 yüz ölçümlü kesimin dava konusu taşınmazların geometrik çapı içinde kalması sebebiyle Tapulama Mahkemesi kararı üzerine mükerrer tescil meydana gelmiş olduğundan kadastro tespit tarihinden sonraki sebep söz konusu olup somut uyuşmazlıkta 3402 s. Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması mümkün olmayıp ilamının kadastro paftasında tersimatının yapılmadığı anlaşıldığına göre A ile işaretlenen bölümün kim/kimlerin zilyetliğinde bulunduğu önem arz etmekte olup mahkemece değinilen şekilde araştırma, inceleme ve uygulama yapılması gerekeceği-

Yanlar arasında görülen mükerrer oluşan kaydın iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi F. H ...