Muvazaa nedenine dayanan sıra cetveline itiraz davalarında isbat yükünün davalı-alacaklıda olduğu, davalı-alacaklının alacağının varlığını «takipten önce düzenlenmiş, usulüne uygun ve birbirini doğrulayan belgelerle» kanıtlaması gerekeceği—
Muhatap avukatın tevziat saatinde işyerlerinde bulunup bulunmadığı ve aynı gün döneceğine ilişkin bir tespite yer verilmeksizin birlikte çalışan imzasına yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve bu nedenle, davacı vekiline gerekçeli kararın tebliği tarihi olarak temyiz harcının yatırıldığı tarihin kabulü gerektiği- Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün, davalı alacaklıda olduğu- Her zaman düzenlenmesi mümkün olan çek ve bononun, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmadığı- Çekin, davacı ve dava dışı borçlu arasındaki Faktoring Sözleşmesi nedeniyle tanzim edildiğine ilişkin iddianın kararda tartışılmaması ve karara esas alınan bilirkişi raporunda da konuya ilişkin herhangi bir inceleme yapılmamasının hatalı olduğu-
Davacının takibe koyduğu çeklerin keşide tarihlerinin davalının takibine dayanak teşkil eden bononun vade tarihinden sonra olduğu, dolayısıyla davalı alacağının daha önceki bir tarihte doğduğu-
Yazılı delille kanıtlanabilecek bir iddia hakkında tanık dinlenebilmesi için, karşı tarafın tanık dinlenilmesine muvafakat etmesinin gerekeceği-
İİK’nun 235/3. maddesi uyarınca genel mahkemede görülen davada sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi mümkün olmayıp, sadece sıra cetvelinde davalıya ayrılan satış bedelinin dava masrafları da dahil edilmek üzere davacıya ödenmesine, kalan paranın ise davalıya ödenmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Haciz sırasında borçlu şirket sahibi ve yetkilisi olan kişinin işyerinde hazır bulunması ve işyerinde bu kişiye ve borçlu şirkete ait çok sayıda evrakın bulunmasının, orasının borçluya ait olduğunu gösterdiği-
Haciz işleminin ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığı, davacı 3. kişi tarafından sunulan vergi levhası ve faturaların, borcun doğumundan sonraki tarihli olup her zaman düzenlenmelerinin mümkün olduğu, SGK kayıtlarına göre borçlunun 07.12.2012 tarihi itibariyle haczin yapıldığı iş yerinde sigortalı olarak çalıştığı, ne var ki haciz mahallinde borçlunun babasının da hazır olduğu, haczin yapıldığı iş yeri olan merkez oyuncak dükkanına ait borçlunun kartvizitinin bulunması karşısında davanın tümden reddine karar vermek gerekeceği-
Anonim şirketlerde hisse senedi çıkarılması zorunluluğunun bulunmadığı, hisse senedi çıkarılmış ise bu hisse senetlerinin İİK’nun taşınır mallarla ilgili haciz ve muhafaza hükümlerini düzenleyen 88. maddesi uyarınca icra müdürlüğünce haczedilip muhafaza altına alınacağı, hisse senedi çıkarılmamış ise, borçlunun üçüncü kişi nezdinde bulunan ve henüz kıymetli evraka bağlanmamış hisse haklarının İİK’nun 94. maddesi gereğince icra müdürlüğü tarafından mahalline bizzat gidilerek ve pay defterine işlenmek suretiyle haciz işleminin yapılabileceği–
Her zaman düzenlenmesi mümkün adi nitelikli kira sözleşmesi, fatura, vergi levhası vs. gibi belgelerle yasal mülkiyet karinesinin aksinin ispat edildiğinden söz konusu mümkün olmayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.