Davacının yer değiştirmelere bağlı olarak ulaşım, iletişim, konaklama ve yemek giderleri adı altında talep ettiği maddi tazminat yönünden belgelerin değerlendirileceği, psikolojik taciz uygulamalarının doğrudan bir sonucu olan ve varsayıma dayanmayan gerçek bir zarar olup olmadığının belirleneceği, davacının görevlendirmelerle ilgili olarak harcırah alıp almadığı da tespit olunarak, bu doğrultuda maddi tazminat yönünden bir karar verilmesi gerekeceği-
Kasten yaralama ve hakaret eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından, davacının maçahane bölümünde çalışmakta iken aynı fabrikada bulunan temizleme-tamamlama bölümünde çalıştırılmak istenmesinin iş şartlarında esaslı değişiklik niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre işçinin iş sözleşmesini feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı ve kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı-
22. HD. 09.10.2018 T. E: 2017/14860, K: 21472-
Davacı işçinin "cinsel taciz ve saldırıya uğradığını" ileri sürerek yaptığı şikayet üzerine  "kovuşturmaya yer olmadığına" ilişkin karar verilmesinin, davacının kıdem tazminatı talebinin başı başına reddine gerekçe teşkil etmeyeceği- Davalı işverenin, "işyeri soruşturması neticesinde verilen kararın detaylarının taraflar ile paylaşılmayacağının bildirildiği", ayrıca cevap dilekçesinde "davalı işverenin bu yazıyı tebliğ ettikten sonra davacı ve vekili ile bir toplantı düzenlediği ve davetin davalı şirket tarfından yapıldığının da ifade edildiği, feshin davacı işçi tarafından gerçekleştirildiği tarih dikkate alındığında 6 günlük hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği- Yargılama sırasında dava dışı şirkete yazılan müzekkere cevabında; "davacının, davalı şirketteki iş akdini feshetmeden önce iş görüşmesi yapıldığı ve olumlu cevap verildiği" belirtilmemiş olup, mahkemenin bilirkişi raporundaki bu tespite dayanan gerekçesinin soyut bir yorumdan ibaret olduğu- Çalışma hakkı anayasal bir hak olduğundan, davacının ayrıldıktan sonra yeni iş bulmasının, bu hak kapsamında değerlendirilmesi gerektiği- İş akdini bu şekilde fesheden işçinin fesihten önce iş görüşmesi yapması ya da fesihten sonra tekrar çalışmaya başlamasının kötü niyetli davranış olarak görülemeyeceği; ancak işçinin fesihten önce başka bir işveren ile iş sözleşmesi imzalamasının sadakat borcuna aykırılık teşkil edeceği, somut olayda böyle bir durumda söz konusu olmadığından, davacı işçinin iş akdini haklı bir neden olmaksızın feshettiğine dair gerekçelerin yerinde olmadığı- Davacı tanık beyanları, işyeri soruşturma raporu, fesih bildirimi ve doktor raporları birlikte değerlendirildiğinde davacının cinsel taciz nedeni ile iş akdini haklı olarak feshettiğinin kabulü ile kıdem tazminatı talebinin kabulü ile davalı-karşı davacının ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği- Davacının fesih ihtarnamesinde ikramiye alacağını da talep ettiği ve bu alacak yönünden davalı işvereni dava açılmadan önce temerrüde düşürdüğü dikkate alınmaksızın, hüküm altına alınan ikramiye alacağında dava ve ıslah ayrımı gözetilerek faize hükmedilmesinin de hatalı olduğu-
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabileceği; İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesinin hizmet kusurundan kaynaklanan, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlı olması gerektiğinden kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmayacağı- Davacı, kendisine karşı psikolojik baskı ve sudan sebeplerle soruşturma açılarak disiplin cezası uygulandığı gerekçesi ile manevi tazminat isteminde bulunduğundan davacının istemini dayandırdığı bu maddi olgulardan, davalı müdürün göreviyle ilgili bir eylemine değil, salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması nedeniyle husumetin aynı okulda idareci davalıya yöneltilmesinde isabetsizliğin bulunmadığı-
9. HD. 20.06.2018 T. E: 2017/8322, K: 13409-
Fazla çalışmanın belirlenmesinde ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerektiği- Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde takdiri indirim yapılması gerektiği- Fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilemeyeceği- Fazla çalışmaların yazılı delil yerine tanık beyanlarına dayalı olarak hesaplanması halinde, işçinin normal mesaisinin üzerine sürekli olarak aynı şekilde fazla çalışması mümkün olmadığından; hastalık, mazeret, izin gibi nedenlerle belirtildiği şekilde çalışamadığı günlerin olması kaçınılmaz olup, bu durumda karineye dayalı makul indirim yapılması gerektiği- Fazla çalışma ücretinden karineye dayalı makul indirime gidilmesi sebebiyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği- İzinli günler için fazla mesai hesabı yapılamayacağı-
Davalıların birden çok gazeteye yansıyan beyanlarına göre haber yaptıklarından, basın özgürlüğü çerçevesinde kamu yararı da esas alındığında, davalıların davacının kişilik haklarına saldırıda bulunmadığı- Ergenekon Davası'' olarak bilinen davada davacı ile ilgili olarak dava açıldığı, dosyadaki konuya ilişkin bölümlerin olup olmadığı araştırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Fazla çalışma ve genel tatil alacakları yönünden, davacı-karşı davalı haftada kaç saat fazla çalışma yaptığını ve hangi genel tatillerde çalıştığını belirleyebilmekte ise de hakimin hesaplanan miktardan hangi oranda takdiri indirim yapacağını bilebilecek durumda olmadığından fazla çalışma ve genel tatil alacakları belirsiz alacak ve tespit davasına konu edilebileceği - Kıdem, yıllık izin ücreti, ücret alacakları bakımından, talep içeriğinden açıkça anlaşıldığı üzere, davacı-karşı davalı çalışma süresini, ne kadar yıllık izin kullandığını, en son ödenen ücreti ve alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını belirleyebildiği, tazminat hesaplamasına esas alınacak aylık ücrete ek para veya parayla ölçülebilen sosyal menfaatleri de belirleyebilecek durumda olduğundan   kıdem, yıllık izin ücreti ve ücret alacakları yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.